Adana'nın en sıcak gününde sırtımda montum ve başımda beremle yürümek istiyorum.Delilik değil bu elbette.Ben geçmişimi bir çırpıda geri getirmek istiyorum.Kaç yıl kaldıysam,nerelere gittiysem,kimleri sevdiysem hepsini teker teker tekrar yaşamak istiyorum.Bu bir çeşit özlem değil elbette.Ben geçmişe dair birşey hatırlamıyorum.
Adana'nın en soğuk gününde kısa şortum ve gözlüklerimle dolaşmak istiyorum.Delilik değil bu elbette.Ben çocukluğumu,dizimi ilk yaraladığım yeri,ilkokula,ortaokula,liseye başladığım günleri bir film gibi izlemek istiyorum.Kimlerle oturup kalktığımı,kimlerin gözlerine bakıp hayallere daldığımı hatırlamak istiyorum.Hasret değil bu elbette.Ben tüm yaşadıklarımdan ders çıkarmak istiyorum...
Senin ellerin politik bir barış antlaşması.Bir dokunsam dünyada ki bütün savaşlar bitecek.Afrika'da bir çocuk bile açlıktan ölmeyecek.Dünyanın bitki örtüsü komple maki ve dört mevsim ilkbahar ilan edilecek....
Senin gözlerin muson yağmurları gibi huzur verir bedenime.Bir baksam bütün ormanlar canlanacak yeryüzünde.Dünyada bir kadın bile çiçeksiz kalmayacak ilk görüşülmelerde.Elleri gül kokacak mendil satan çocukların ve kötü bir haber olmayacak o gün ana haber bültenlerinde.
Senin saçların umut verir mülteci bir çocuğun gözlerine.Bir dokunsam bütün sınırlar kaldırılacak haritadan.Dünyanın ekseni on santim oynayacak kalbimin atışından.Yeryüzünde bütün hırsızlar sadece kalp çalacaklar sevdiği kadınlardan.
Senin kalbin benim çıkılmaz labirentim.Bir girsem oraya önümü arkamı mutluluk saracak.Bütün hücrelerim adını beynimin içinde haykıracak....Ellerimden bir şiir içeceksin.Sen kırk yıllık hatır diyeceksin.Ben kırk asırlık olduğunu anlatacağım onlara.Onlar dediğim Mecnun,Kerem ve Ferhat'a..
Yine de kalktım gezdim dünyada
İçimin karanlığına inat kokladım çiçekleri
Kuşlarla kuş oldum
Çocukla çocuk
Aklımın hakir yanlarını ödünç verdim yalnızlığa
Yalnızlık mıh gibi çakılmıştı hayatımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!