Yaşamlar sürdük
Acılar sürdük ve mutluluklar
Renkler sürdük
İzler sürdük, süründük
Kovulduk, sövüldük, dövüldük kimi zaman
Buyur edildik bazen
İlk basamağına adım atmadan merdivenin
Tutuştuk, yandık, yakıldık
Külleştik kendi etimizin ateşinde
Söndürüldük bazen
Bazense harlandık, maşalar ve körüklerle
Rüzgarına tutulduk bir soba ağzında
Kapı ve pencerenin
Sulandık, büyüdük
Bir bahçesinin en alımlı yerinde
Taşlarla bezendik
Kimi zaman da bir mezarlık sessizliğinde
Kimi zamansa taşlarla ezildik
Etimizde kan, kanımızda can kalmayıncaya kadar
Bir uçkurdan arta kalıncaya kadar
Yağdık, damladık, dolduk vadilerin çatlaklarına
Hayat olduk yaprağında çiçeğin
Ve ağacında kuşun
Sesinde güneşin
Buz olduk, nehir olduk
Ve mavilik donattık betonlar yerine
Başımızın üstüne
Dost olduk, düşman olduk, bu olduk
Ve o
Tanınmadık, bilinmedik
Görmezden gelindik
Şartlara, sınırlara hibe edildik
Heba edildik
Palyaço kılıklı katillerle
Şimdi soruyorum,
Ne olduk?
Ben oturmuş sadece göğü yüzüme dolduruyorum
Reşat ÖztoprakKayıt Tarihi : 29.10.2019 23:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!