Birinizden biriniz
Yalan söylüyorsunuz ya
Neyse...
Ulus Fatih
“Kıl İpek” adlı şiirinde
Comma kelebeğini anlatmış
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yaşananlar mutlaka iz bırakır içimizde...sanırım kızgınlık ya da gurur işin içine girince,kolay yol seçilir ve inkar gündeme gelir.
Oysa,paylaşılan mutluluk ayrı kefede...hüzün ayrı kefede tartılmalıdır beraberliklerde.
Saygılar .
Kutluyorum efendim...saygılar.
Harcadığınız emeğe saygı duyuyorum ama olmamış. Şiir ruhu yok bu yazıtta.
Çok güzel bir şiir içeriği harika bir kitap olabilir.Sevgi ve dostlukla.
*** Çok hoş olmuş şiiriniz yalan söylemeyen bence kelebek bir günlük ömründe yalanı bilemez degilmi:)))) kutlarım şair yüregin dert görmesin***
O bir günlük böcek
İçine işliyorsa eğer insanın
Ben,
Bu kaç bin yıllık evrenin
Bu küçücük gezegeninde
Elliyi aşkın yılda
Ve doksana varan kütlemle
Nasıl işlemem içine
Şaşarım.
Dedim ya
İçinizden biri yalan söylüyor ya
Neyse!
Gün doğarken indiğim Sadabat'ta kelebekler sarınca etrafımı bu şiir düştü dilimden...
Demişsin ya şair
İşte ta buralara kadar uzanıp içimize işledi şiir...
Yasamimizda öyle anlar var ki, anlayipta söyleyemedigimiz, öyle diyorsa bir insan, öyle olsun, diyerek neyselerle suskunluklarimiza kattigimiz...
Siir diliyle islenmis güzel bir konu kutlarim...
Comma kelebeğinin ömrü bize göre bir günlük dostum, onun içinse bir ömür.. O'na göre ne farkı var bizim ömrümüzün, kimbilir kaç bin yıllık evrenden..? Bu perspektiften bakınca bence de; böcek de dahil 'içimizden biri yalan söylüyor'..
Yalan ve gerçek de belki izafi, yine de neyse..
Epeydir yazdığın dizelerle kavga ediyorum, Kendimle sulh olmayı bekliyordum yorum yazmak için, nerden buldun bu 'Kıl Kelebeği' Allahaşkına
beni de yordun.. Esen kal sevgilerimle..
Sen mi içine işleyememişsin dünyanın, güldürme beni.
Senki doksanlık kütlen
elli yıllık ömrün
ve koskoca gönlünle
İşlemişsin işlenecek yerlere
Yeter
Otur oturduğun yerde
bir vecizimle selam saygilar sunarim üstadim...
'yalan,korkaklarin cesaretidir'(yakup icik)
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta