Neyin Bedeli?
Yıllardır gündemi meşgul eden bir meseledir bedelli.
Bu öyle bir sakızdır ki, bir türlü bayatlamaz. Kimileri için ümit, kimileri için övünç, kimileri için öfke, siyasiler için ise çoğunlukla istismar aracıdır.
Meselenin lehinde olan siyasî, kendince haklı olduğu noktaları öne sürerken, aleyhindeki diğer siyasî ise, ileride istismar edebileceği alanı daraltmamak için, doğru ve yanlışları irdelemek yerine tribüne oynamayı tercih eder.
Yıllar önce yurt dışında çalışan işçiler için planlanan dövizli askerlik, insanımızın üstün istismar yeteneği sayesinde bedelli askerliğe dönüşüverdi.
Bu arada kılıfına uydurarak, yurt dışında çalışıp döviz getirmiş gibi gösterip askerlik yapmayanlar, daha doğrusu 21 gün kışla tatili yapanlar övünüp şişinir olmuşlardı bile. İşi o kadar ileri götürüp, askerlik yapanları ahmaklıkla suçlayanları dahi görürdünüz.
Günlük hesapları meslek edinen kalabalığın meselenin derinine inmemesi, ve siyasilerin de bu durumu istismar aracı olarak görmeye devam etmeleri kokuşmayı artırmıştır.
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın
Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Neyin bedelidir 'Bedelli Askerlik?'
Herkesin bir cevabı mutlaka vardır... Benim de var elbet...:
'TARİHE ORDU- MİLLET' olarak adını yazdıran bir ulusun, artık bu niteliğini kaybetmesinin bedeli!
Dün, 'askerliği fakir fukaranın göreviymiş gibi düşünemeyiz' diyenler, bu gün 'ver parayı yırt askerlikten!' deme iki yüzlülüğünü gösterdiler ya, utanmadan... Bu da tarihe not düşülecektir elbette...
Herkes görevini yapıyor.. Türk Milletinin şifrelerini çözme görevi ile başımıza çöreklenen işbirlikçiler de görevlerini yapıyor Remzi Bey...
Tebrikler yazınıza...
Hocam; doğru işi yapmak yerine işin kolayına kaçmak toplumsal bir hastalık oldu maalesef. İlgi ve katkılarınıza teşekkür ederim.
BİR ÜLKENİN EN BÜYÜK DEĞERİ VE BİRLEŞTİRİCİ ÖZELLİKLERİ ORTADAN KALKARSA O ÜLKE BİRLİK VE BERABERLİĞİ YERİNE GETİREMEZ. BİRLİK VE BERABERLİK KURULMAYINCA DA ŞİMDİKİ GİBİ YABANCILARIN ADETA MANDASI OLURSUN.ASKERE GİTMEZSEN, MİLLİ VE DİNİ BAYRAMLARIN İŞLEVLERİNİ VATANDAŞINA AŞILAMAZSAN,DÜZEN TERTİP VE KANUNLARIN GETİRMİŞ OLDUĞU ŞARTLARI YERİNE GETİREMEZSEN, YAPTIĞIN İŞLERDE DAİMA AÇIK KAPI BIRAKIRSAN, NE MİLLİ ŞUUR GELİŞİR NE DE VATAN SEVDASI KALIR.BU HUSUSTA YORUMCU ARKADAŞLARA SAYGI VE SEVGİLEİMLE SELAMLARIMI SUNARIM.
Evet Sn. Taşdemir, vermek istediğimiz mesaj da zaten bu idi.
Okumanıza teşekkürler.
Kıymetli bir yazı
Teşekkür ederim Sn. Oruç, sizin okumanızla kıymetlendi.
Değerli Beyefendi!
Konuyu öyle güzel özetlemişsiniz ki;
Kaleminiz, üzerine değinilen konunun önemini gölgede bırakmış...
Erkek olsaydım, askerlik yaşında olsaydım, param da olsaydı bu koşullar altında, ille de vatanım deyip bilebile ölüme gider miydim emin değilim. Zenginlerin garibanları enayi yerine koyduğu bir ülke haline geldik. Vatan için askerlik diye bir duygu kalmadı artık. Soyula soyula soğana çevrildik. Sadece cebimize kastetmek yetmedi. Evlatlarımızı da göz göre göre ölüme yolladık. Bedelli yoktu o sıra. Belki olsaydı, dişimizden tırnağımızdan artırır biz de göndermezdik samimi olacaksak.
Şimdi bu neyin mi bedeli?... Sormayın... Bir iplik çekseniz kırk yamalık düşenler var ya... Gözü kapalı cepheye sürdüklerimiz, terhisine on şafak kala cenazesi gelen vatan evlatlarımız...İşte onların canlarının bedeli... Birileri parayı ödeyip keyif çatacak evinde ocağında. Diğeri asker ocağında...
Hani askerlik yan gelip yatma yeri değildi... Parayı veren askere gitmeden bile yan gelip yatabilir gönlünce. Derdimi deşmeyin üstat... deşmeyin.
Kutluyorum onca emekle hazırladığınız bu makaleyi. Kaleminiz daim olsun.Nicelerine diyorum. Esenlikle...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta