Kapıdan süzülerek girerdi... Edebiyatçımız
Kapatırdı gözlerini öğretmen kürsüsünde...
Çocuklar, Divan Edebiyatından bir sayfa açınız!
..
Mef û lü, me fâ î lü, fâ i lün, fâ i lâ tun
Dizlere vura vura, gülüşür fısaldaşırdık
Bana ne, neyime gerek öğretmen hatun?
...
“Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi “İlerle!”
Yahya Kemal Beyatlı’dan Akıncılar okurken
“Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.”
...
Ser de ülkücülük vardı, gülenlere kaş çatardım
Neyime yetmezdi Adsız’ın Yolların Sonu, yetmezse
Deli Kurt, Ruh Adam, daki şiirlere bir şeyler katardım.
...
İlk defa Ticaret Lisesi son sınıfta şiir defterim yakıldı
Şiirden hiç anlamayan en samimi arkadaşımın eliyle
Sonra yiğenler ve hatta çocuklarımca sobalara atıldı.
...
Desem yalan olur, hiç görmedim, duvara çakılırken
Sayısını bilemediğim lav püskürmelerim sayfa sayfa
Küle dönüşüp göklere yükselmiş Aşiyan yakılırken!
...
Hazan ve Aşk’tı mevzusu, çıkartıp attım ve unuttum.
En azında o kadar değiştirebilmek için çok emek verilmiş
Yüreğime akıtan; telif mi istiyor ki, gözlerimi kuruttum.
..
Bana ulaştırılan bir türkü güftesinin değitirilmiş endamı, hali
Tanıdım, hiç geçmese de içinde mahlasımız Yılgın Yağmur
Helal olsun deyiverdim yürekten... Kalmasın O kız’a vebali...
..
Aşiyansız, 19.06.20 – 17.33 Y.Y.
................
Kayıt Tarihi : 21.6.2020 21:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!