NEYE YANDIM
Anlatayım hele, deme ki ayıp,
Bilesin ben nice hallara yandım.
Sevdikleri için ömür harcayıp,
Vefasızlık gören kullara yandım.
Kendi canını hiç candan saymayan,
Kırılsa da başkasına kıymayan,
Derdini kimseye duyuramayan,
Susup da lâl olmuş dillere yandım.
Bülbüller uğruna divane olur,
Bağbancı bir ömür pervane olur.
Halinden bilmezsen virane olur,
Hoyrat ele kalan güllere yandım.
Mecnun deli gezdi çok seneleri,
Bitmedi Leyla’nın bahaneleri.
Sabrından çatladı kum taneleri,
Leyla’yı unutup çöllere yandım.
Aşk tahammül etmez vefasızlığa,
Bürünür tarifsiz bir yalnızlığa.
Kerem tutuşunca çığlık çığlığa,
Savrulup uçuşan küllere yandım.
Damlar çözünce buz saçaklarını,
Çobanlar bulurlar geçeklerini.
Sam yeli dökünce çiçeklerini,
Meyve veremeyen dallara yandım.
Çıkmış yücelerin en tepesine,
Uzanmış dağların ta ötesine.
Asırlardır hasret ayak sesine,
Bir yolcu bekleyen yollara yandım.
Ergül’üm, gerçeği bilmeden önce,
Çok çekti nefsini silmeden önce.
Son defa görüp de ölmeden önce,
Seni sarmayan bu kollara yandım.
Şiir: Ergül NALBANT - 14.11.2025-00:05
Ergül NalbantKayıt Tarihi : 7.12.2025 14:51:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!