Beceriksiz, lapa yaptı pilavı
Bulgura mı yanam, aşa mı yanam?
Alev oldu geçti, tandırın tavı
Hamura mı yanam, una mı yanam?
İnek bahraca vurdu, döktü sütü
Köyneğime bakma bilmez ki ütü
Eksik olmaz evin, piresi biti
Yorgana mı yanam, yüne mi yanam?
Hemi çalım yaptı hemi yürüdü
Ektiğim bostanı otlar bürüdü
Kuruttuğum postu itler sürüdü
Emeğe mi yanam, işe mi yanam?
Hayatımız aha böyle gülmece
Yağ kurtlandı küleğinen silmece
Eti kesti sırım etti germece
Kebaba mı yanam, şişe mi yanam?
Önlüğünde ne ararsan bulunur
Bir suyunan kırk çamaşır yunulur
Sofrasına oturmadan doyulur
Kaymağa mı yanam, bala mı yanam?
'Meçhul' ne söylese tarif edemez
Bu yaşında çoban olup güdemez
Kader deyip daha bir şey diyemez
Gıyaba mı yanam, yüze mi yanam?
Kayıt Tarihi : 20.3.2009 20:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yakın köylerimizden birisinde uzaktan akrabamız olan (rahmetlik) Seyit dayıya bir gün misafir olduk.Seyit dayı bizleri yemek yemeden göndermek istemedi. Israrlarına dayanamayıp kabul ettik.Hani iyiden iyiye de açıkmıştık.Bekleki yemek gele.Seyit dayı bir çıkıyor bir geliyor derken; en sonunda biriktirdiği tüm bombaları patlattı.Başladı hanımını paylamaya ve bizlere şikayet etmeye.İşte bu şiirim Seyit dayının hanımını anlatmasının manzumesidir.
Umarım yanacağın hiç bir durum yokta sadece qil ile kaldedir.Tebrikler
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...
BAŞARILARINZIN DEVAMINI DİLİYORUM...+Tam puan
SAYGILARIMLA
Nur UYGUN
TÜM YORUMLAR (5)