Kurursa toprak sessiz kalıp.
Kötürüm bıkkınlığından kurtulur,
Aşk,
Gittiğinde başını alıp...
Dudakladığım kıvrımlarının,
Kırağında yığılı hasretimedir,
belki de vuslat..
Yokluğunda mutluluğu muştular,
Sana koştukça, içimdeki çocuklar.
Ve
binlerce tomurcuğu coşkular...
Verdiğin can suyuyla,
Gider topal ayağıyla esaret,
Biter yoksulluğum belki de...
Siyaha bürünür battığında gün,
Üzerime koşan köpekler,
Isırdıkları yerlere sürerler dillerini.......
Sonra toprak;
Sessizliğini, yaktığın ateşle bozar!
Doğa bütün renklerini çıkarıp
O sessiz toprağa salar koynundan,
Filizlenirken ektiğin tohumlar
Adını da Newroz koyar:
Oysa isimsizdi yurdumda, Bahar...
Alıp götürdüğünde seni dağlar,
Yanarım,
Ey Mezopotamya!
Kaç bin yıldır kanlı koynunda
Ellerinde meşaleler var, bak!
Aydınlığı getiriyor evlatların sana...
Kayıt Tarihi : 25.3.2013 11:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!