Nevruz Bayramı (Anı) Şiiri - Yorumlar

Sevgili Özbek
140

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Nevruz bayramının nerelerden geldiğine tarihine değinmiyeceğim. Artık elimizin altında her yerde bulmak, okumak mümkündür. Ancak ben, bu güzel bayramı, yaşadığım çocukluk dönemlerimden, hatıralarımda kalan şekliyle anlatmak istiyorum. O günden bu güne ne değişti, o günkü bayramlarla bu günkü bayramlar arasındaki fark nedir? Bunuda bu günkü gençlik, bu dönemin mevzularıyla karşılaştırsınlar.

Zorlu ve uzun bir kışın ardından martın gelmesi, bizlerde bir heyecan başlatırdı. Baharın kokusu, doğanın yeşil kalbi canlanırdı belleklerimizde. Ve mart gelir gelmez, bizlerde hemen Nevruz bayramının telaşı başlardı. Sabırsızlanırdık ilkin, günler geçmeyecek gibi gelirdi bizlere. Hayallerimizi, istek ve arzularımızı, dualarla beraber bir hızlandırırdık ki, kendimizi adeta Nevruz için hazırlardık! O mübarek gün, dileklerimizin oluşmasında aracı, geleceğimizin habercisi, aşklarımızın müjdecisi olacaktı. Bizlere daha çok sevmeği öğretecekti…

Bayrama bir hafta kala, Salı (tek) günü mezarlıklar ziyaret edilirdi. Yakınlarını kaybedenler biribirilerinin acı ve yaslarını paylaşırdılar ilkin. Keteler pişerdi tandırlarda, mis gibi buğday kokusu, tereyağı kokusu bir hoş ederdi bizleri. Konu komşu hemen hemen, tüm çevrede, şerbet eşliğinde, dilim dilim keteler paylaşılırdı. Koyun tezeğinin kızgın közünde, kete pişirmekte pek zahmetliydi. Her ananın, her gelinin en güzel marifetlerini sunmaktı kete pişirmek tandırda. Anam pişirirdi en güzel keteleri, refete refete, susam renkli tuzlu keteler, hımm!

Akşam olmadan evvel, haşıl pişirirdik. Ondan birer kaşık tepe gibi bir yerlere, damın üzerine, galağın başına ya da, çeperin başına, varsa bir ağacın başına koyardık ve başlardık gütmeye. Serçe kuş gelip, ondan yiyecek ve uçacağı yönü bellerdik. Kuşun gittiği yöne, gelin gidecek ya da damak olacaktık, ya da, bir meslek sahibi olacaktık oralarda. Bayrama iki gün kala, tuzlu gıdik (ekmek) pişirirdik çoluk çocuk, genç ihtiyar. Haşıl pişirilen gün, yüreklerimizi tertemiz tutardık, su içmemeye çalışırdık gün boyunca. Gece yatmadan evvelde, tuzlu gıdik yiyip uyurduk ki, gece bize kim su verecek ise, o kismetimizdi. Yani bir nevi evleneceğimiz kişiyi görecektik. Burada dileklerimiz pek önem taşımasa da, çocukta olsak, bizler için, o anlardaki heyecan, birliktelik ve psikolojik gücün önemini anlatamam sizlere. Bir daha asla o duyguları yaşayacağımızı düşünemiyorum. Neyse, ardından günün çökmesini beklerdik. Güneş batar batmaz, dileklerimizi tutarak kapıları dinlemeğe giderdik. Nasıl olursa olsun ilk duyduğumuz sözlerle, geleceğimizi analiz ederdik.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta