Nevruz ateşlerinde yakarak kutsal saydığımız kederimizi,
Serperiz hüzünlerimizi dağların zirvesine.
Her bahar Fırat ile Dicle arasında gezinir,
Dilimizdeki istila türküleri.
Güneşler doğurur, güneşler batırırız Nemrut'un başında,
Kederleri yakar, hüzünleri tütsüleriz.
Gökyüzünde kanat çırpan kuşlar gibi özgür,
Yüreğimizde umut, gözlerimizde ışıkla dans ederiz.
Ebabil kuşlarının sesinde yankılanır türkülerimiz,
Hazan mevsiminde dahi yüreklerimiz baharla gebe.
Gönül bahçemizde açarız sevgi çiçeklerini,
Ruhumuzu saran, umut dolu yapraklarla.
Nevruz ateşlerinde buluruz yeniden doğuşu,
Özgürlüğün dansını, sevginin coşkusunu kutlarız.
Ebabil kuşlarının nağmeleriyle yankılanır türkülerimiz,
Hüzünlerimizi atıp bir kenara hazan mevsimlerinde dans ederiz.
Kanatlanırız özgürlüğe ayaklarımız yere değmeden,
Ağzımızda bal kaşıkları, dillerimizde sevinç şarkıları.
Gönül bahçemizde açarız umut çiçeklerini,
Ruhumuzu sararız, sevgiyle dolu yapraklarla.
Yorgun izlerimiz, izdüşümlerimizde güçlenir,
Beyaz saçlılara inat, mavi gökten indiririz uçurtmalarımızı.
Nevruz ateşlerinde yakarız geçmişin gölgelerini,
Yeniden doğarız, sevgiyle aydınlanırız.
Ebabil kuşlarının sesleriyle coşarız,
Özgürlük türküleriyle dolanırız her yana.
Kayıt Tarihi : 23.2.2024 14:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!