Nevruzu bilirimsiniz?
Hani baharın gelişi diye
Kutlardık hepimiz
Yirmi bir Mart’tı toprak canlandı diye
Bacalarda ot yakar
“Bereket içeri, Böcük dışarı diyerek”
Atlardık o yanan ateş üstünden
Birde dilek tutardık
Maksadımız ne ise
Dilekte ona göre olurdu
Her taraf kar olduğu için
Genelde bacalarda yakardık ateşi
Herkes yaktığı için,
Adeta ateş cümbüşüne dönerdi köyümüz
Her taraf ateş meşalesi
Sevgililer bacadan, sarkıtırdı sevdiğine;
Tüm çeşit çeşit hediyeyi
O sevgilide alırdı sarkan filenin içinden
Sonra Kız’da koyardı, o filenin içine
El emeği göz nuru, ne yapmışsa onu
Oyalı mendil olur veya yün çorap
Ah! Ne güzel günlerdi yarap.
Bazende delikanlı acaba; O kız beni istermi diye
Kızın bacasından sarkıtırdı fileyi, içinde hediyeyle
Eğer; Kız isterse alır hediyeyi
Yoksa istemezse, almaz hediyeyi
Hatta ısrar ederse delikanlı; Kız tutar o sarkan fileye
Atın tersini koyar, kızgınlığını belirtmek için
Eğer anlayış varsa delikanlıda, bir daha sarkıtmaz bacadan
Yani kimseyi rahatsız etmez, bir daha
Aslında kara Çarşamba ile bu nevruz bazen karıştırılır
Aslında bunun İslami bir yani, yoktur biraz Mecusi’ce
Onun için bazıları gider dinler, bacayı komşu’larının
İnanmıştır Türk geleneğinde; O konuşulacak “ilk söze”
Çünkü inanışa göre, eğer o komşu evinde ilk söylenen
Sözler hayıra yorumlanır; birazda o delikanlı ile ilgili ise
Değme işin keyfine, hele sözlerde hayır sadır oldu ise
O genç döner evine keyfilice,
Çünkü almıştır alacağını, onunla avunur garibim.
Bazen da yemekler yapılır, ikram edilir komşulara
Bazen da yenibahardır diye, yemek dağıtılır fakirlere
Herkes gücüne ve cömertliğine, göre hareket eder
Böylece kutlar Töre’yi.
İşte! Bende böyle bir gecede doğmuşum.
Anlatırdı Rahmetlik Anam,
Ben sorardım Ana ben ne zaman doğmuşum?
Oda derdi ki oğul; At gelende!
Bir gün dayanamadım artık,
Dedim ki; Ana bi anlat nedir bu At gelende hikâyesi,
Biraz açıklarmısınız onu,
Dedi ki.! Yavrum gün o gündü,
Yani nevruz günüydü, yirmi bir mart akşamı,
Beni yanını çağırdı, kaynanam
Kızım; akşam karanlığı çöktü
Git dinle konu komşuyu, ne yapar ne söyler
Duyda gel, bir hayırlı yorum yapılım diye
Bende çıktım kapıya, komşunun harmanlığın da
Üç Çocuk; “Birdirbir” diye bir oyun oynuyorlar
Oyun bitti, eve gideceklerdi
Çocuğun birisi, birine dedi ki;
Ulan! Sen Eşeksin, hamide erkek Eşek.!
Bu lafı duydum, başkasının bacasını da dinlemedim
Çünkü ilk duyduğum söz, önemlidir diye,
Döndüm eve geldim, Kaynanam; sordu kızım de duydun
Bende olayı aynen anlattım, Kaynanam başladı; yorum yapmaya;
Kızım sen hamilesin, Bir erkek çocuk doğuracaksın,
Kocan da (Oğlumda): Bir At alıp getirecek bu eve diyince?
Bu yoruma ben güldüm.!
Dedim ki.! Kaynana nereden çıktı bu At meselesi?
Anladım ben hamileyim, çocuğum olabilir ama…
Bu At işini anlayamadım?
Kaynanam dedi ki “Aha” görürsün, ben buraya birde “çizgi çekiyorum” dedi
Hakikaten de; Gece yarısına doğru, beni sancı tuttu ve bir erkek çocuğum oldu.
Bu doğumdan yaklaşık bir saat sonrada Baban bir At alıp getirdi (Satın alıp)
İşte! Oğul; O At geldiği zaman ben seni doğurdum.
Ne yılını bilirim, ne yolunu, bir kelime dahi katmadım bu yoruma,
Sakın gitmesin zoruna,
Çünkü ben olayı böylece belledim.
At gelende.
Ankara–21.03.2009
Tahsin KoçKayıt Tarihi : 22.5.2012 18:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tahsin Koç](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/05/22/nevruz-49.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!