Neville-1 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Neville-1

“Anlayacak bir şey kalmayana kadar, hiçbir şeyi anlamayan adam! …” (!)
-

”Işık. Ondan uzak durmalıydılar.”
“Işık yoktu kardeşim. Sadece ateş vardı.”
“Saçma. Neville karanlıkta göremez.”
“Bunu ona söyle.”
“Bizim ışıkta gördüğümüz kadar görür. Kesinlikle iyi görüyor.”

M: “Bir yaratık... karanlıktan kurtulamayacağı bir yerde yakalanmış. Yalnız. yüzlercesine karşı tek başına.
Yaşamak için anılarından başka bir şeyi yok. Aletleri, arabaları, silahları, hilelerinden başka hiçbir şeyi yok.
Ama yine de bütün aile onu oradan alaşağı edemiyor.”
- “Beyazların cennetinden, değil mi kardeşim? ”
M: “Eski yöntemleri unut kardeşim. Bütün nefretlerini, bütün acılarını. Unut. Sadece… Ailenin bir olduğunu hatırla. Ama o, şu şey…şu çarkın yaratığı… cehennemin motorlarının ve makinalarının efendisi…
- “Görüyorum. Biz solucanlar gibi saklanıp çürürken… onu aydınlıkta yaşarken görüyorum. Sen ne görüyorsun kardeşim? ”
M: “Yok edilecek kardeşim, o yok edilecek. Ama silahlarla, makinalarla, yasaklanmış, kötü şeylerle…dünyayı yok eden araçlarla değil. Dünya’yı. Dünya’yı yok ettiler….

M:Bütün bu hayatları, ateşle ve imanımızla arındırdık kardeşlerim… ve işimize devam etmeliyiz. İnancımızla dünyayı temizleyeceğiz…
Neville aşağıya inecek ve yargılanıp günahlarının cezasını çekmek için… ailenin huzuruna çıkacak…
işte temizleme aracımız kardeşlerim. Hiçbir şey ateşten daha iyi temizleyemez.”

(Omega Man)

- -

intro

Canlılığın kurtuluşu ve bir bilim adamının kanı. Gariptir, yoğruluşu karakterinin Robert Neville’nin; Bir bilim kadını ve kocası ile şairane:
Sanki dolanmışlardı bu dolambaçlı şehrin sokaklarının dönmedolabının daha bir buzdolabı aksinde…
Senaryonun mucitleri; 70’li yıllardaki…. Macera 30 yıl önce başladı! !
*

Yalan Inferno, nefret makinalarının tüysüz lordu! Tepede oturuyor, şehre hakim, yüksek binaların! .. Tekerleğin çömez, yalan efendisi! Tekerlek çağının! ...
“Hi, big brother. How’s your ass? ”

Senin söylediğin, bu kadar düzmece midir, (onlar, o vampirler..) Aynaya televizyondaki bakıp demecini verdiğin? –
“Hi, big brother:“ belki daha da çok, seni yakmak için -teknoloji düşmanlığı güdenler.. bitmişken şu ya da bu ….
Serum’u da ve işin garibi, kabul etmeyenler -Taş atarak öldürmek için bekleyenler dışarıda seni! .........

Tenteyi açarsan; kilitsiz, (Gün ışığına gebe, kendi üstünden kaldırırsan..)
İkinci kat-ranzan'da da olabilirsin, terasta; pencere açık, güneşlenebilirsin:
Işık, terketmeyen bir dosttur. Karanlığın, serum almaya bile yanaşmayan; denetleyen, insafsız yargıçlarını... birleştiren ışığı, kapkara güncelerden.

Böcek gibi görmek, tedavi kabul görmeyenleri.. ya da taş/ mızrak atanları /el bombalarına karşı..
uygarlıktır evet, ama vampirlerden gelmişti ilk hareket.

Böcekler gibi kaçışmışlardı çünkü, jeneratörün yakıtını doldurunca sen; evin aşağısında ve teki sızmaya çalışıyordu eve.
Birden açıldığında ışıklar, deliği bulamadı kaçacak mevki.. balkonda kalan ve daldı içeri, körlemesine saldırdı
bu gecenin beyaz gözlüsü ve anında öldürüldü!

Taş atan vampirler, yakaladıklarını yakan vampirler ve/ fakat! . Makinalara düşman vampirler, sadece bekliyor karanlıkta:
Çeliği büken insanlar; yine onu edimsiz süzecek olanlar...

Jonathan M., maliyeci eskisi, aslında inatçı bir elbise askısı: bir tuzak”la onurlandırmamıştı Neville! Ona sesleniyorum şimdi:
(Parçalamakla sen sanat eserlerini ve bilimsel aygıtları -ve onca yıldır, kendince yaşamak uğruna sağdan soldan toplanan …
Ve insan canları eklendi buna, önemlisi! !) Düştün kendi hazırladığın tuzağına, züğürdün..

“Oyunun son aşaması her zaman sürprizlerle doludur, değil mi? ”

“Dünya’nın başaramamasına üzüldüm.”: Hadi işimize bakalım.
“Sanki sarı tuğlalı yoldayız da cadıyı görmeye gidiyoruz.”:
Lisa, evet, bu sözleri söyleyen ile düşürdün tuzağa onu ve kandırdığını da…..

a.

Omega; O bir bilim adamı, ama helikopteri düştü;
Görevinin başında helikopter pilotu virüs kapınca.
Sığınağından ayrı düştü; ilk işiydi, aşı kendisine yaptı,
Ulaştığı nokta, artık Los Angeles ya da de ki sen New york’ta…

… Bir araba, boş sokaklarında kalıntılarının uygarlığın
Teybe taktı kasedi romantik bir blues esintisi
Apartmanların içinde yığınla onlardan birinin, bir gölge
Vurmak istedi, aşağıdan ateş etti.
Gölgesi altında sanatın –müziğin:ateş eden Neville’di.

Doğmadı Omega Adam, 'araba galerisi-işletmeni'.
Fakat düştü iş başa: Daldı içeri;
Olmasa bile pek ‘gıcır’, yeni bir tane kaptı,
'Yollarda -istemsiz- sürüyen'den:
Camları, kaportası pek tozluydu.
('Mazinin ak mezar taşı, neşter sağanakları'nda;
Ne olursa olsun, 'ödün verilmeyen bir arka plan' -
Olumsuz anılarımızın da, arkasındayız)
Fırlıyor yeni arabasıyla ve bir süre sonra duracak …

: “Gerçekten çok güzel dostum. Son üç günde geçirdiğim... değişimi fark etmelisin. baktım, gördüm, aslında neyin önemli
olduğunu... gerçekten anladım. Hep beraber mutlu bir şekilde yaşayamıyorsak... sokakta yürümekten korkuyorsak...
birine gülümsemekten korkuyorsak... buna yaşamak denir mi? ”

: Sardığın makara başa, tiyatroda;
Sana, gösterir eski Woodstock günlerini...
Eğlenceli bir açık hava konseri...
İzle! tek seyirci, kendisi...
İzliyor, rahat yayılırken koltuklara...
Patlamış mısırı, Omega Adam'ın -ama- yok:
Sinema teknisyeni O;
Hem de seyircisi, bu koskoca boş salonun -
Neyi izliyor, izleyici olarak, onu sormalı;
Ancak işte, yaşıyor -ve aktör de;
Oyuncusu artık ama, kendi yaşantısının.

Uygarlığın verdiği bir çeşit ödün bir yerde;
Teleferiği taşıyan tellerden sürtünmenin etkisiyle
Saçılan kıymık mızraklar, biz savaştıkça! ! !
Zerafet incecik, incecik alevleniyor.
Bir gidiş, saygı duyulması gerekli.
Arabanın teybine koydu içli-içten müziğini,
Sonra yukarı gökdelenlerden birinde bir pencere şiddetle açıldığında
Ki Madison Square olmalı;
Sarıldı makinalısına ve o, parmaklardan ateş aldı –
ankesörlerin sokaktaki, zangırdayıp
Tüm ortalığı inletmesinden önceydi …
: Sanırsın ki bir barbar -
ama yalnız ve güçlü, konuşur evinde heykel arkadaşıyla:
(Tom Hanks’in Wilson ile konuşması gibi Away’de,
cehennemin sürücüsü bu bilim adamı mı sizce?)
“Hi, an other day, another die..”
“Bugün şanslıydım, neredeyse başaracaktı…”
- (ama bu bir bilim adamı)
ve beton evinde, yaşıyor dağ gibi yüksek bir yerde –
kasvet yolunun yücelttiği Bathory gibi.
Böyle müze güzel mi?
Canlıları barındıran bir mezarlık:
L€aV€, L€aV€ m€ al0n€! ! ! …….

Çalan birden sirenleri, bomboş sokakta,
Uluorta, ankesörlü telefonların;
Uyandırdı, yaşayanları ölü!
: 'Gecenin-güneş gözlüklü'leri' gelecek diye korkmak -
Evet: Fazlalar sayıca;
kaç evine, basırdı gece
-Ona saldırdı, (Neville’e) onu rahat bırakmayanlar
'Gece-gören'ler: Yarasalar, ateş yakıyor -
Gündüz'ün körleri,..tutam!
-Körükledikçe hava', kararmaya:
“Tanrım! !
hava kararmaya başladı! ...”

Yürüyor boş sokaklarda; bir kalıntı, capcanlı.
Ateş ederken -gelenlere sorgusuz, üzerine
-Güneşe bakamayanlar'a...
Onların aralarında konuştuklarını
Duymuş muydu acaba? işitmese bile, uzaktan;
Onlar, 'makinalara karşı bir uygarlıktan.
Neville'e saldıran, evine girerken
(Bir şaklaban; üç, beş)
De, yine değil mi, bu yamyamlar…
*

… “6306 ‘Rimini, bir sabah koşusunda vardı bulvara
Durdu ve bir kez bağırdı; bomboş,
Yankılandı, şehrin tümünde.

b.

Bir içkili anında ve karanlık bir köşede -
Salonunda, ardına kadar açık pencereli evinin;
Işıklar gezinen salonu için,
onlarla arasına,
cam koymaya gerek görmediği dört duvarın
-Yakaladılar, yaşamaya uğraşanı;
büyüleyeceklerdi ileride Lisa’yı, soktular onu ve içeri!
‘Gece görenler’:

‘Gece görenler’:

Şimdi….. çilenin huzurunda! ..........

“Orada yatan, bilim adamlarının, bankacıların,
işadamlarının… çarkı döndürenlerin sonuncusu.
Çarkın araçlarını onun gibi kullanıyor muyuz?
O aileden mi? ”
“Hayır.”
“Kutsal cemiyetten mi? ”
“Hayır.”
“O halde o ne? ”
“Şeytan (kötülük) ”
“Ölüler dünyasına ait o. Burada yeri yok.
Üstüne petrol ve elektrik kokusu sinmiş…
Sen geçmişten kalan bir süprüntüsün! ”:

(Geceleyin bu gözlüklerin ardından suçlamak
Kolaydır makinaları ya da yaşayan tek bilim adamını.
Ama tan ağartısıyla kaçışanlar izbeye;
Sorgu yargıcını bırakırlar tekrar tekrar, ışıkta.)

Siyah kukuletalıların ve gecenin güneş gözlüklüleri’nin
“Şeytan” diyerek lanse ettikleri, hep bir ağızdan,
Zifiri karanlığa kendi gözleriyle bakabilen son
bilim adamını -Komutanlarının demeçleri ardından
- ama ışıklar açıldı! ve engizisyon ertelendi!
Büyük bir futbol stadyumuymuş burası!
Giysi dükkanında gördüğü ve kendinden kaçan
O zenci kadın kurtardı vampirlerinden karanlığın, onu!
Kukuletalı meşalelilerin yok onu yakalamalarının artık bir yolu …
*

“the more we inject, the more serum we get.”
İnsanların kurtarmak hayatını, zordur;
Hele, soğuk bir hücrede:

“Pekala, turnikeyi çıkar.”
- (Kan vermek için) bir şişe yetecek mi? ”
”Bu birinci sınıf Anglosakson kanı, canım.”
:)

: “Diğer doktorlar icat edene kadar…
Var olmayan hastalıklara tedaviler bulmaya çalışan…
Sıra dışı bir doktordum…
Şimdi şehirde bir tek ben kaldım…
… Mümkün olduğunca sık kan alacağım.
Yalnızca onu pompalamaya devam etmeliyiz.
Ne kadar süreceğini bilmiyorum
…Ama işe yararsa, o zaman Richie
Daha fazla antikor için kaynak olacak.
Ne kadar çok insana enjekte edersek
O kadar çok serum elde ederiz.
Ve bu da bittiğinde bebeğim, gideceğiz…
”Ölülerin kemiklerini kaybettiği sıçan vadisi’nden
Çıkıp gideceğiz…”
: T.S.Eliot, şair olduğu kadar iyi de bir kahinmiş:
Çorak Ülke;
Bu onu rahatlatıyor mu merak ediyorum.”

c.

Evine girdiler 'gece’nin güneş gözlüklüleri'
Ve yaşamak için gerekli edevatı; teybini, hepsini:
Ya da kırdılar, serum şişelerinin onun …

Neville’di de, bir uygarlıktan -
Doğaya gidecek olan -barajlara karşı:
“Üzerine baraj kurulmamış” bir yere doğru! ! …..
Ancak, “bu defa yılana sarılmıyoruz! ”, bahçesinde cennetin:
İşte buna çok güldüm:
Ne olacaksa, her vakit olurken zaten;
Doğum kontrol haplarını, bari kullanalım.
”Memurları sayımın”, yolda (! !)
*

Halbuki sanat eserlerini, baltalarla parçalatmıştı şu Jonathan, Matthias;
Ama Neville’yi -dolaylı olarak, Lisa’yla- alt etti
şarkı serenatında büyüleyerek. Müzik bir sanatsa; yalan olan ışıktır:
Bu bir yalandır! ! ! Böceklerin yalanı! !

: Ele geçirdiler Lisa’yı, gözleri onun artık yok:
'Gece-gören'ler, Lisa'yı vampirleştirenler,
Sayesinde onun, istem dışı;
Omega Adam’ın; Robert Neville’nin
sızanlar evine:
(Küllerinden, teknolojinin yıkıntılarının
Makinalara karşı bir yürüyüşü başlatan,
Çok kuru bir soğuk: yürüyüş 'uygarlıkta nemli',
Fakat umut değildir asla kasvetli)
Kan serumu’nu, hazırladığı Omega Adam'ın -
Yaşam veren -onun koynunda buldu, Lisa;
O, artık bir vampirken...
'Birinci-kıdemli'sinin, 'sahte-gün görenler'in;
Omega, Matthias’tan göğsüne mızrak yiyen...
Vampirden, Ay iliştiren duraksız gel-gitlerinden çatısından gecenin!
(Lisa’yı çağırıp büyüledi serenatında Matthias
ve Neville, dikkat kesilen Lisa’ya,Matthias’tan
göğsüne mızrak yiyen...)
Son nefesinde, sabaha kadar ölmeyip
Serum şişesiyle beklemenin, koynunda sakladığı -
Veremezken anlam, durumu, onun
(O tanımaz durumdayken, onu)
-Onu, Lisa'yı... hayata verdi yeniden:
Ölürken bile, hayat bahşetti yeryüzüne! ! !

- -

“Blok 5500’de küçük bir marketi yağmaladıklarına dair izler vardı… yiyecek için… Marketteki fiyatlara bakınca süpermarkete giderler diye düşünürsün…

“Robert, sen şeytansın. Ben aileden biriyim… Üzgünüm. Sen aileyi… anlayamazsın.

- - -

Charton Heston'un oynadığı ' The Omega Man' filmi'ne bir gönderme

Çift tırnak içindekiler filmden laflar

İkinci cd’deki trailer üzerine yazdığım kıtalar da mevcut

Film hakkında arka plan

Pazar geceleri caddeler boş olduğunda Los Angeles’ta çekilmiş. Yönetmen Boris Sagal. Charlton Heston, filmdeki kendi karakterini “killer ape” sözüyle bir ölçüde bağdaştırıyor. Charlton Heston, filmde kullanıyor gözükeceği bilimsel cihazların ne anlama geldiğini ve isimlerini sette ayrı ayrı soruyor, öğreniyor. Filmdeki atmosferi anlamak açısından, filmdeki bir lafında; Matthias ve adamları, Robert Neville evinde jeneratörü doldurmayı unuttuğu zaman ışıkların sönmesi ve Lisa’ya kendini savunması için silah atan Omega Man’in (Lisa tarafından) ‘bunun ne olduğunun sorulması üzerine’ cevabı “Comfort”. Filmde Lisa, doğum kontrol haplarını tozlu raflardan bulup
gösterince sergilediği kahkaha müthişti :)

başta yazdığım “bilim kadını” ve “şair”, filme esin olan ve/ya da hazırlayan kişiler.

Bazı düzeltmeler ve eklemeler yaptım.. saygılar

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 12.8.2004 01:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Dost uzun uzun okudum siiri:))) cok tsk ederim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça