Neve-i vâhideyle sırr-ı vücud,
Kendine kılmış âdemi bürhan.
Cismi ruha nikab-ı râz etmiş,
Bu nikabın içinde kalb-i nihan.
Bu tekâmül beşerde bit-tedriç,
Saçıyor kalbe bir fürug-ı behîç.
Ruhu vicdanla eylemiş tetvîç,
Neremizde bu merkez-i vicdan?
Hani benlikteki hüviyetimiz?
O hüviyet midir bu suretimiz?
Ten mi ayine-i hakikatimiz?
Hangi noktada dide-i iman?
Hiss ü idraki maddeten, manen
Bir bilen var dimağımızda gezen.
Bî-haberdir o şey de kendinden,
O da buhran içindedir her an.
Aşkı tevlit eden nedir tende?
Yerde, gökte, denizde, gülşende,
Aşka olmuş ezel, ebed bende;
Taht-ı hükmünde vuslat ü hicran.
Bu mahabbetle ruh-i sevda-keş,
Hüsne düşmüş ki hüsn ise ateş.
Sıçramış bir kıvılcımı, şu güneş,
Dönüyor cezbesiyle çerh-i cihan.
Asumanı dimağa sığdırmış,
Mübhemâtı fünûna kırdırmış.
İlim arttıkça cehli yığdırmış,
Setr ü ifşa bu hikmete hayran.
Sahili yok bu ka’r-ı nâ-büdun,
Bizi örten şu cism-i mahdûdun.
Sen, senin olmadıkça meşhûdun,
Neyi bilsin bu zerre-i izan?
Yaktı, yıktı bu Neyzern’i haşyet,
Beni aczim ve aczimi hayret.
Aşk u hicranla ettim ünsiyet,
Kendini bilmemek imiş irfan.
Kayıt Tarihi : 24.3.2016 11:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Beni aczim ve aczimi hayret.
Aşk u hicranla ettim ünsiyet,
Kendini bilmemek imiş irfan.
Kendini bil sen kimsin herkes kendine bu soruyu sorsun dünyanın sorunu budur
Bütün peygamberler bütün kitaplar bunun içindir anlayana bir söz yeterlidir
Anlamayanlar için bu sorun dünya var oldukça sürüp gidecektir işin özü gerçeği
Bil onu anla onu dinle onun sözünden gayrısı senin yok olmandır gerçek insanın
Görevi de işide yaşamı da budur kimisi yemek içmek için yaşar kimiside onu arar
Hani benlikteki hüviyetimiz?
O hüviyet midir bu suretimiz?
Ten mi ayine-i hakikatimiz?
Hangi noktada dide-i iman?
TÜM YORUMLAR (4)