Net ve Kuvvetli Şiiri - Mustafa Kubur

Ölçülü ölümler tıraşlıyorum
Bastıbacak ihtişamın çekeceği var elimden
Kisvesi altından sızdırılmış
Yalınkat eskrim eskizlerini toplarken aradan
Bir şadırvan kahvaltısı denli Süreyaca atılırım
Radyolar nostalji formatındayken mi kamaşır gözler
Çatlamış bir cırlavuk ikindi bilinmeze tutulu
Negatifleri gizlice tab edilmiş sepyalardan bilirim seni
Bilirim nasıl vukuat raporlarının
Kalıp ifadelerine sıkıştırılır bir ömür
Bir bilgisayar oyunundan can almaya benzemez
Nasıl vasi bulundurmadan sürdürülemezse bazı haller
Razıyım sadece hava muhalefetine
Pabucu kendinden büyük adamların açık çatalından doğrulup
Sözlerin arabeske kaydığı demlerden bilirim
Soluk egzersizinin ne denli elzemliğini
Bir hasret ki pencerelerden sarkık
Mandallı buyruklara spazmlı nice resmiyet
Çavlanın döküldüğü akçıllık burar iki yakamı
Gözlerim toplar damlayan kursakları
Kahverengi bir geçittir zünnarın eyni
Susayınca melonlara dayar kanyonu
Dayar biyometrik ifadesizliğin tarihini
Kaçmak için saklananla
Saklanmak için kaçanın gizli savaşımı iskontolu kaldırımda
Gece yabancı sermaye gibi girerken kollarına
Döviz tahvilden öncedir meydanlarda
Yorganı hafiften aralayanın grizusuydu
Adımlarını aramızdan hızla toplayan
Gece bir sokak çalgıcısı gibi toplar bahşişini
Göğsü dizine sarkmış bir ağacın dibinde
Ve şafak söker gecenin sancıyan dişini
Sökülür nesi varsa horoz emniyetine
O zaman kalabalığa karıştığım zamanlardı
Kepenklerimi indirmediğim
Işıklı pabuçlarımla çiğnenmemiş maviliklerde koştuğum
Ne olduysa koşarken fırlattı gök rahminden sızıyı
Ürkünç düşlerimin fişekçisi oldu ishak kuşları
Cırcır böcekleri
Açık perdeler
Aysel abla
Sıkıntıyı sehven noktalamaktı efrada kalan
Neyse ki ilk sözcük merhem oldu sızıma
Ne de severdim altıyı
Asla yanlamasına geçirilmediğim bu hayatta
Güvendiğim tek durak itimat durağı

Türk Edebiyatı, Kasım,2021