İstanbul’da doğdu. İşletme mezunu olan Nesrin Dabağlar,12 yıl bir devlet kuruluşunda muhasebe alanında çalıştı ve 1995-2008 yılları arasında özel sektöre ait çeşitli sağlık kuruluşlarında yöneticilik, danışmanlık ve halkla ilişkiler görevlerinde bulundu. 2008’den itibaren çalışma alanlarına eğitim sektörünü de ekleyerek bir süre özel bir üniversitede halkla ilişkiler ve organizasyon uzmanı olarak çalıştı. 2000 yılından itibaren yazdığı makaleler, öyküler, denemeler ile aynı zamanda edebiyat alanında çalışmalara başladı.
Bilimsel konular ile bireyin soyut ilişkileri, inanışlar ve inançlar konusunda araştırmalar yaptı. Geçmiş kadim bilgilerin kaynaklarını ve bugünkü uzantılarını inceleyerek makaleler yazdı. 2006 yılında İndigo Dergisinin yazar ve muhabirliğini yapmaya başladı.
Evrenin tamamını oluşturan özün enerji olduğuna inanarak çalışmalarına enerjiler ve nefes araştırmalarını dâhil ettikten sonra Yaşam ve Öğrenci Koçluğu, NLP ve Hipnoz uygulama eğitimleri, Nefes eğitimleri aldı. Maltepe Nefes Okulu eğitmeni olup Nefes Teknikleri danışmanlığı yapmaya başladı. Eski tarih araştırmaları sırasında yaşamının dönüm noktası Meksika Şamanlığı ile tanışmasıydı. Nesrin Dabağlar bunun ardından Toltek Bilgeliği Seminerleri, Rüya Kapıları Eğitimi, Kuantum Durugörü Eğitimi, Şamanik Kadın Nefesi (Double Nefes) Eğitimi vermeye başladı.
Kelimeler ile bilinçaltı ve kader bağlantısının farkındalığıyla halen çocuklara, gençlere ve kadınlara yönelik NLP ile nefes çalışmaları ve danışmanlık yapmaktadır. Aynı zamanda Öğrenci ve Yaşam Koçu, NLP uygulayıcısıdır. Araştırıp yazdığı konularda çeşitli seminerler vermektedir. Dergilerde popüler bilim dalında makaleleri yayınlanmakta, televizyon ve radyo programlarına uzmanlık alanlarında danışman olarak katılmaktadır. Çeşitli gazetelerde öğrencilerin kişisel eğitimleri ve meslek seçimleriyle ilgili makaleleri yayınlanmıştır. İndigo Dergisi yazı ve yayın kurulunda görevlidir ve dergide yazılarına devam etmektedir. Sistem Yayıncılık tarafından yayımlanan ÇİFTİN NEFESİ-Maya Mira isimli kitabı bulunmaktadır.
Eserleri
Çiftin Nefesi - Maye Mira (Sistem Yayıncılık)
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!