Aşk,ocağında tütmeli
Buram buram kokmalı,
Taze mis…
Bilmelisin daha derinden,
Bu şefkat,bu sıcak senin…
Etrafı sarmalı,
Beklemek, bir durakta öylece…
Derince..derinden…
Düşüncemiz biliyor
Nereye,nasıl gidiyoruz diye
Bir durak var
Ağırlıyor gelenleri…
Öpücüklerim olsun sana!
Mavi yeşil ve erguvan,
Gökkuşağı gibi sar beni,
Renk renk sarıp sarmala,
Rüyalar ülkesinde…
BİTERKEN BAŞLAYAN
İşte! Çağırdım deli dolu, buğulu
kaygan zemindeki oyunu
Çepeçevre kayganlığın tutmazlığında erirken
Küçük bir limanın;
Yelkeniyim…
Yine bağlıyım
Deniz şahit;
Hiç beklememiştim ki
Zaten…
Hülya
Küçük bir kulübeydi
Işıkla yansın,dolsun isterdim.
Kar taneleri doldurmuştu etrafı
Tıpkı çocuk masalı misali,
Her yer lapa lapa kar…
Ne çok kıpırdadı yeryüzü,
Vee…
En çok gökyüzü aktı üzerime,
Ne çok ıslandım.
Fırtınalarda canım yandı.
Şimşek acımadı
GİYSİ SENİMSİN (GİYSİM SENSİN?)
Ve uyanıyorum…
Seni giyiniyorum,
sen ve senin eşyalarınla uyumlanıyorum
Eldivenlerim bile sen,
Gün düşünce idi
Düşünce gün
Gün düşünüş,
Düşünce günü
Oluşturdu;
Gün düşünceyi
Birkaç kelimenin ardından gelen
gök gürültüsü boşlukları mı?
Yaşamın ardındaki geri izlenimler mi?
Hiç bilmediğimiz çoklukların
ardındaki büyüler mi bunlar?
Küçükken sorsalardı, ne olur sorsalardı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!