Yürürken İstiklal’de
Çarpıştım sandım biriyle
Şöyle bir baktım omzumdan
Göz göze geldim birden
Karşımdaki bir fidandı
Kim bilir kaç yüz yıl sonra
İstanbul’u anlatacak gencecik bir çınardı…
Yüzü düşüktü yere
Başını kaldırmadan
—Kusura kalma dedi
Dalgınım bu günlerde
Engelliyormuşum diye
Kesecekmiş bizi
Bakımımızdan yükümlü belediye.
Hiç olur mu dedim, hiç öyle?
Farkındaysan İstiklal Caddesi bura.
Dernekleri var, Hem Baroda burada
Sonra çevreciler duruyor ne güne?
Hadi aldırma sen boş sözlere
Rahatla
Islığını çal rüzgârlarla…
Bu gün aklıma düşünce
Yürüdüm gene Taksim’den Tünel’e
Çıplak kalmıştı İstiklal
Ağaçlarından soyununca…
Beni omuzlayan çınar yoktu sahiden
Sordum köşedeki büfeden
Belediyece kesildi dedi üçgün önce
Soluğum kesildi birden
Sen o olmalısın dedi, o çevreci
Yüzüme bakınca köşedeki büfeci
Hani sesiniz çıkacaktı gür
Direnecektiniz bu kesimlere
Hani ağaçlarımız büyüyecekti özgür.
Sustum. Utancım yayıldı yüzüme
Büfeci elini koyup omzuma
Üzülme dedi seni anlamıştı o gene de
İki üçgün olsun yaşadı ümitle
Selam da söyledi sana son nefeste…
TEPKİ ŞİİRLER
16 /11 / 2005
Kayıt Tarihi : 17.11.2005 20:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzin Eye Dündar.
Nesnelerle Konuşmalar / Küçük Çınar
Yürürken İstiklal’de
Çarpıştım sandım biriyle
Şöyle bir baktım omzumdan
Göz göze geldim birden
Karşımdaki gencecik bir fidandı
Kim bilir kaç yüz yıl sonra
İstanbul’u anlatacak gencecik bir çınardı…
Yüzü düşüktü yere
Başını kaldırmadan
—Kusura kalma dedi
Dalgınım bu günlerde
Engelliyormuşum diye
Kesecekmiş bizi
Bakımımızdan yükümlü belediye.
Hiç olur mu dedim hiç öyle?
Farkındaysan İstiklal Caddesi bura.
Dernekleri var, Hem Baroda burada
Sonra çevreciler duruyor ne güne?
Hadi aldırma sen boş sözlere
Rahatla
Islığını çal rüzgârlarla…
Bu gün aklıma düşünce
Yürüdüm gene Taksim’den Tünel’e
Çıplak kalmıştı İstiklal
Ağaçlarından soyununca…
Beni omuzlayan çınar yoktu sahiden
Sordum köşedeki büfeden
Belediyece kesildi dedi üçgün önce
Soluğum kesildi birden
Sen o olmalısın dedi, o çevreci
Yüzüme bakınca köşedeki büfeci
Hani sesiniz çıkacaktı gür
Direnecektiniz bu kesimlere…
Hani ağaçlarımız büyüyecekti özgür.
Sustum. Utancım yayıldı yüzüme
Büfeci elini koyup omzuma
Üzülme dedi seni anlamıştı o gene de
İki üçgün olsun yaşadı ümitle
Selam da söyledi sana son nefeste…
Çok güzel olmuş...
Elinize, yüreğinize sağlık...
umarım aklı başında icraatları da görmek mümkün olur
saygılar
fidan
saygılarımla
aynur özbek uluç
en bariz olanları da dışışleri bakanlığı beyanatlarıdır..
sn falancayla , her iki ülke halkının çıkarlarını gözeten oldukça faydalı görüşmeler yapmış bulunmaktayız kabilinden
sonra bayram hutbeleri
değerli müminler recep şaban ramazan derken işte geldi bayram
şunun için yazdım bu uzun girişi..bir duygu yalınızca ritüel olarak algılanmaya başlamışsa ve o konuda yenilikler,katılımlar oluşmuyorsa ,sadece donma ve alışkanlıklar tekrar ediliyorsa çürüme de başlamıştır
işte bu noktada Av.metin yaltı'nın şiiri tahrip olan çevre için yetkililerin beylik beyanatlarını aşarak sıcak bir duygu ,yalın bir yürek olarak yazılmış bir şiir olarak konuk oluyor bize..
ve hiçte ısmarlama bir şiir gibi durmuyor..
saygılarımla
TÜM YORUMLAR (8)