Yüreğimi kapattım ibadetlere.
Ayasofyo gibi; ne cami, ne kiliseyim.
Sol yanım senin eserlerinle dolu eski bir müze şimdi...
Ne olurdu ibadete mühürlemeseydin gönlümü.
Din,dil,ırk ayrımı yapmaksızın kalsaydın kalsaydın yüreğimde.
Gönlümün fatihi sen olduktan sonra, adımın hiçbir önemi olmazdı o zaman...
Gidişine kız kulesi bile ağladı...
Kral kızının ölüm sendromunu atlatmadan,
ikinci vedalaşmaya yorgun göz pınarları;
geceler sepetimde zehirli bir yılan.
Seni bekliyorum YAR! ..
Gecelerimi gündüzlerimden ayırmadan...
Ağlıyor yokluğunda kız kulesi.
Dağılıyorum boğazın soğuk sularına.
Üşüyorum... soluma esen poyraz rüzgarlarıyla,
Üşüyorum soğuk esen gidişlerine..
Git, kalmasın hiç bir izin.
Git, yüreğimi yakıp yıkıp.
Git, küssün yıldızlar, sende ay gibi terkedip git..
ALLAHım sen bagisla beni.
O vefasız yar; fazlasıyla Çektirdi günahlarımın bedelini..
Kulundan çok şey mi istedim..
Sana hasret gönlümü biraz da olsa sev dedim.
oysa o Yıktı baharı üstüme.
Elleri git gide kayıyordu ellerimde. Biliyordum,
durduramadim gidişini. Beni yakıp yıkıp gitti..
Ne büyük hayallerimiz vardı.
Mutluluk yuvamızdan eksik olmayacak;
üzüntü keder asla kapımıza uğramayacaktı...
Şimdi elimde ıslak hayallerim ve göz yaşlarım kaldı..
sonunda anladım
Hayat hayallerle, belli kurallarla değil;
Doğaçlama oynanılan bir oyunmuş.
Rolümü beceremedim Neylersin..
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta