NESL-İ ASIM
(Kutlu Halaskar)
(Türk’ün biçare kaldığı anda gökyüzünü sarsan bir uğultuyla“benim olmadığım yerde kimse yoktur” tekmiliyle yerinden doğrulmayı bekleyen Türk gençliğine ithafen)
Bir gençliktir umduğum, yolu Allah a varan
Batıl küfür üstünde, Fırtınalar koparan
Nerdesin ey! beş vakit, yolunu beklediğim
Nerdesin azametini, atiye sakladığım
Gel artık erke varmış, çağın modern putları
Hapsetmiş küheylanı, garbın ebter atları
Bozulmuş sınırlarım, parçalanmış düşlerim
Ölmüşüm de yetmemiş, kırılmış sin taşlarım
Seherde bülbüllerin, nazlı ötüşüyle gel
Lav kusan volkanların, kızgın ateşiyle gel
Gel yeter ki yer göğü, gökler yeri bürüsün
Allah’ın orduları, harbe doğru yürüsün
Öyle bir buyruk ver ki, Yavuz Han’ın dilinden
Yeniden sönmüş olan, odum doğsun külünden
Hürriyet körüğüyle, erit demir dağları
Peşin sıra aşalım, birer birer çağları
Sen ki cismi kasırga, asımın nur neslisin
Nedir bu muhterizlik, söyle niçin yaslısın
Bırak kuzgun leşini, sırça köşkte dişlesin
Gel kuzguna bilenen, kurt seferi başlasın
Bu soylu savaş sana, yüz binlerin mirası
Bir yanda Tiyanşan’ı, diğer yanda Hira’sı
Zırh gibi öfken ile, Tufana bürün de gel
Aydınlat ufukları, güneşin harında gel
Gel artık dev halaskar, kulak ver bu çağrıya
Merhem ol ruhumdaki, asırlık bu ağrıya
Sen ki dedem Fatih’in otağında saklı sır
Vur bütün kudretinle, terse dönsün bu asır
Bilmez misin tarihi, yazan kalem ta sensin
Sen destanlar yapmaya, en muktedir namzetsin
Kan ağlıyor coğrafyam, acz içinde tüm haller
Kırk yiğitle çık da gel, uç versin ihtilaller
Sen ki şarkın elinde, affı olmaz kargısın
Sen ki çarpık düzene, yön verecek yargısın
Ömer’den ilham al da, adalet vuku bulsun
Kayser hükmü zorbalık, rüzgârınla savrulsun
Bozkırda filizlenmiş, beş bin yıllık bir canım
Devrilmesin bu çınar, gel gök tuğlu hakanım
Senin olmadığın yer, bir diyar-ı müptezel
Budunum şaha kalksın, gel ebedi nurum gel!
Önümüzde börü ol, karanlıktan çıkalım
Cihanın merkezine, abideni dikelim
Çift başlı kartal gibi, gel de sussun kargalar
Tez vardığın yolları, nakşetsin kadırgalar
Mayan nurla yoğrulmuş, şüphe çıkmaz kanından
Asaletin bakidir, saçılır kaftanından
Sen ki kutsal emanet, mevhumunun hamisi
Sen ki tüm mazlumların, canhıraş yetim sesi
………………………………………………
Bil ki sana uzanmış, binlerce yaralı el
Gel artık Alp dizdarım, son kale düşmeden gel!
Gel artık Alperenim, yolundan şaşmadan gel!
Gel artık Alp kardeşim iş işten geçmeden gel!
FATİH KOCATEPE
(SORGUN/YOZGAT)
Kayıt Tarihi : 12.12.2012 10:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!