İnsanın ateşi bulması tarihin en bilindik evrelerindedir. Meşhur epopesi, iki taşın ürettiği kinetiğin çıngıya dönüşmesidir ilk ateş. Bulunuşu insanın ilkelliğinden kurtuluşu sayılır. Hızla buluşlar gelir peşi sıra. Her buluş arasındaki zaman dilimi hızla azalır. İvmesi artan keşfine başlar insan. Her şeyin eskisi gibi olmadığı, paralel bir hızla insanın yakasına yapışır. Yeni buluşlarla değişmeyen yakınmalar, şikâyetlerdir. Eski bir tapınakta bulunan, çevrilen bir yazının günümdeki şikâyetlerle aynılıklar olması bu yüzden kaçınılmaz.
Nerede o eski “şey”ler, her zaman diliminde tazeliğini koruyan beyin jimnastiğimiz olagelmiştir.
İnsanlık tarihini benimle başlatıp, benimle bitiren megalomanım. Ateşi bulmam tarihimin en bilindik evresidir. İki yüreğin ürettiği kinetiğin çıngıya dönüşmesiydi ilk ateş. Kurtuluşumuz saymıştık. Hızla buluşlar geldi ardı sıra. İlk olmayana hasreti bulmuştuk. Sonra olanla ayrılığı. Her buluş arasında zaman dilimi hızla azalmıştı. Çeşidi sınırsızlaşmıştı. Ben onsuzlukta onu buldum. O bensizliği buldu. İlk ateşi bulmamız dışında hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığı yakamıza yapıştı. Değişmeyen ise ateşi bulduktan sonraki keşiflerle artan şikâyetler. Eski bir ayrılık şiiri ile günümüzdeki ayrılık şiirinde aynılıklar olması bu yüzdendir.
Yeni yeni duygudaşlara yelken açtık da nerede o eski sevgili, umut jimnastiğimiz olageldi.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Dimağın hıfzettiğince, yüreğin de hıfzettiği yangı ve yankıları olduğu aşikâr...
Bir çıngı işte...
Yüreğine ve dimağına afiyetle sevgili öğretmenim.
şiirimsiyi okurken Ahmet Haşim'in şu dizeleri yankılandı dimağımda ;
Âteş gibi bir nehir akıyordu
Rûhumla o rûhun arasından
Bahsetti, derinden ona hâlim
Aşkın bu unulmaz yarasından.
Vurdukça bu nehrin ona aksi
Kaçtım o bakıştan, o dudaktan,
Baktım ona sessizce uzaktan
Vurdukça bu aşkın ona aksi...
kalemin kelamına teşekkürlerimle..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta