Dünyayı düşündükçe, düşe düştük.
Düş uğruna kırdık, kopardık, küstük, küsüştük.
Değişmezdik hani biz, küçük, kabus kokan düşlerle,
Döngü bu, sonu şer, başı da öyle, içi şer;
şehvetli rüyamıza kapandı gözlerimiz birer üçer beşer.
Gözler derindir sözler kadar.
Yalan söylerken, suçluyken, ritimleri değişir; oynar
İrislerdeki ilham kaynağı renkleri, kafesine kapatır kapaklar.
Yakışmayanı yanlış yapmayı yasaklar
ya da ayıpları kapatır, karartır.
Bu kırpma bu karanlık, kısacıktır.
Bazen uzar uyku kadar.
Uyku, ne kadar dar ne kasvetli kelime!
Umut uçar,
ufuk değişir; uyku oynar, oyalar,
uzadıkça uzar bir düş uğruna.
Sıcak, sığ, sinsi...
Halbuki ışığını kestiği gözler saftır yağmur damlasıcasına.
Duygulanınca düşerler derin deryalara damla damla.
Sevdikçe seraplar serpildi sevdamıza.
Sahte sahneler uğruna yakındık,
yalvardık, yalanladık, yıktık, yaktık.
Hani sevdik mi biz, gönülden severdik
tüm evreni sığdırıp ta göğsümüze.
Son serabı düşümüzde görsek,
seher meleğini,
bizi uyandırırken gözlerimizden öperek.
Günaydın desek, gözümüz aydın.
Kayıt Tarihi : 29.9.2006 16:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
cenk aksal
www.cenkaksal.com
TÜM YORUMLAR (1)