Soğuk suyun sesiydi aramızdaki, çöldeydik
biz, insanlar, gökyüzü ve o kara cehalet
o sesin nemi, alıkoyuyordu biteviye bilinçleri
varoşlara doğru güneşi süpürüyordu kirpiklerin
gök kuşağı sızıyordu damla damla gözlerinden
mahkumlar özgürce dans ediyordu içeride
onlara el sallıyordu uygarlığın kıllı elleri
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
uzun yazınca insanlar şiirin ruhunu anlamaktan ziyade uzunluktan sıkılıyorlar gibime geliyor, fakat sevgili maylin çok güzel yapmış değer vermiş okumuş ve düşüncelerini yazmış, işin en güzel yanı bu şiiri es geçip, harika, aman ne güzel, yav müthiş demekten daha güzel ve yazara değer veren bir davranış. sen bu şiiri yazarken aklına gelediği gibi kelimeleri kağıda dökmüşsün, ben de öyle yapıyorum, sanki vahiy gelmiş gibi yoğunlaşıp yazıyor yazıyorum, sonra bakıyorum ben mi yazdım bunları diyorum eminim sen de öyle bir durumda yazdın bu şiiri. fakat seslerin dizilişini sevdim
Esasen mutlucuğum ben bir hata yapıyormuşum senin ve Aylin salihanın şiirlerini okurken,bunu yeni keşfettim ve artık yapmayacağım...İkinizin şiirlerini okumaya başlamadan önce yorumları okuyacağı m ve bir birinize neler söylemişsiniz,ne açıklar yakalamışsınız ona bakarak şiiri okuyacak ve yorumlayacağım :))...şiirini çok güzel ve başarılı buldum..Ses konusundada sana katılıyorum..bazen nakaratların ne kadar hoş durduğunuda unutmamak lazım..sevgiler ve tebrikler canım..
iniltilerimiz yürüseydi hararetli bir devrimci gibi
asırlarca duyulsaydı yankımız gelecek nesillere
ve çocuklar hep çocuk kalsaydı mitinglerde
çocukça sevişseydi silkinseydi günahsız
've' orada bence gerekli 've' den sonraki anlamı vurgulamak adına benim şiiri yazan olarak isteğim o anlamın diğerlerine göre daha çok vurgulanması....
vatan hainleri idam edilirdi bütün meydanlarda
şarkılar türküler söylenirdi 'işte o zaman'…
'işte o zaman' emperyalist kelepçe çözülür
aşkı omzuma alıp haykırarak düşerdim yollara…
Burada da 'işte o zaman' ilk mısranın sonu ve ikinci mısranın başında kullandım dediğin gibi... Amacım ise şiirde sonlara doğru sesi aksiyonu yükseltmekti.... Tabi bunun için biraz da şiir psikolojisini çözmek gerekiyor... Yani onları Şairin kelimelere yüklediği sesle okumaya çalışmak....
Bunları görmek lazım bence :)))
Ancak o zaman iyi veya kötü dene bilir.... :p
Nisan'a katılıyorum harikasın ve harika defalarca okunacak şiirler yazıyorsun Sevgilerimle Serap Dal
Sen harikasın çocuk harika...
Bıraksaydın bari çözülseydi o kalem dilin
sessizliği bozarak kitaplara kazınsaydı sözlerin
aşkı öğrenseydi senden kader bozanlar
dillerinde türküleşseydi o şiir cümlelerin...
bazı öğrenciler çok tembeller öğrenmemekte ısrarlılar mutlu...Yüreğine sağlık....
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta