Güzelliğin dillerde
Koklanırsın ellerde
Saygın sevgin yaşıyor
Belde ilçe illerde
Alaçam’ım başta ol
İnsanlarla neşe dol
Toprağına taşına
..
Alfabeyi okut-hep gelişeyim
Sınıfta okulda-ben buluşayım
Çabaların olsun-daima bana
Anlat Öğretmenim-n’ olur bu cana
Canım öğretmenim-senle kalayım
Sizin yanınızda- neşe dolayım
Akıllı yap bizi- bilgi dolayım
..
Dursun bey yine erkenden uyandı, nefes darlığı iyice ilerlemişti. Günde 4 veya 5 saatten fazla uyuyamıyordu. Ciğer doktorunun nefes darlığı için verdiği havayı iyice içine çekti. Hazır kalkmışken diğer ilaçlarını almak istedi ama bu ilaçları tok kullanması gerekiyordu. Hanımı Kezban’ı uyandırmadı, zavallı zaten zor uyumuştu. Neşe evden gittikten sonra Kezban iyice çökmüştü, zor oturup kalkabiliyordu.
Kahvaltısını yaptıktan sonra diğer ilaçlarını da kullandı. Artık uyku diye bir şey kalmamıştı. Zaten yatsa da 2 saat sonra tekrar kalkması gerekiyordu çünkü 6 aydır torunları Volkan ve Tarkan’ı okula götürüp getiriyordu. Abdest alıp sabah namazını kıldıktan sonra tespih çekti. Çocukların okuluna daha iki saat vardı. Sabahları iki saat beklemek sanki iki yıl beklemek kadar zor geliyordu. Televizyonu açtı ama reklamlardan başka bir şey yoktu.
Pencereden dışarıya baktı; güneş yeni doğuyordu. Bugün hava güzel olacağa benziyordu. Aylardır havanın güzelliği Dursun beyi neşelendirmeye yetmiyordu. Karşıda yeni dikilmiş ağaçlar dikkatini çekti, keyfi iyice kaçtı. Memleketteki bahçesi aklına geldi; 3 yıl önce yazlığın yanındaki bahçeyi satın almıştı. Eski elma ağaçlarını söktürüp kiraz, erik ve şeftali ağaçları ektirmiş, genişçe bir havuz, iki ayrı çiçeklik, bir de gölgelik yaptırmıştı. Bu yıl başında emekli olmuştu, erkenden gidip bahçeye küçük bir şelale ve kuzu çevirebileceği bir tandır yaptıracaktı. Bahçesinde emekliğinin tadını çıkaracaktı ama heveslerinin hepside kursağında kaldı. Bahçeye bakan yoktu; “o güzelim şirin bahçe viraneye dönmüştür” diye düşündü. Daha fazla ayakta duracak gücü kalmadı, koltuğa oturdu.
“Nedir benim bu çektiklerim? ” diye hayıflandı. Aylardır evinde sanki hapis hayatı yaşıyordu. Torunlarına ve Kezban’a baktığından evden ayrılamıyordu. Evden çıksa bile gidecek fazla bir yer de kalmamıştı. Eskisi gibi ne kahvehaneye, ne yaşlılar derneğine gidebiliyordu. Hatta caminin lokaline bile gidemez oldu. Kahvehanede yıllarca muhabbet ettiği, tavla oynadığı ahbapları kalmamıştı. Kimi başka mahalleye, kimi ahrete, çoğu da memlekete göçüp gitmişti. Kalanlarda kendi gibi sağlık nedeniyle kahveye gelemez olmuşlardı; kolay mı bu yaştan sonra dumanlı, rutubetli, gürültülü yerlerde oturmak?
Yaşlılar derneği aslında tam Dursun beye göreydi ama yıllarca uğraşıp kurduğu derneğe başkan seçilmemişti. Dursun bey söylenmeye başladı: “vay efendim, ben çok sertmişim, herkesle geçinemezmişim de onun için seçilmemişim. Doğruları dobra dobra söylemek ne zamandan beri sertlik oluyormuş? Güya Veli efendi çok yumuşak başlıymış, çok anlayışlıymış da başkanlığı hak etmiş. Efendice hemşericilik yaptık demiyorlar da, yoktan bahaneler uyduruyorlar. Gider miyim bir daha oraya? ”
..
hiç kıvanç uğramadı köz kapladı ömrümü
vurdum duymaz kaderim dinamit kor rayım'a
sahte düzen çarkında sem ettiler dürümü
varmış ya şevk ve neşe neden düşmez payıma
ne hal bildi nede hak yıprattıkça yaşlandım
saçı başı yoldular bir ömürdür haşlandım
..
Sonbahardandı sararan yapraklar
Gözlerimdeki uçan göçmen kuşları görsen
Dudağın değdi sözlerime
Sözlerin yaktı...cehennem
Ellerin tuttu beni,..
Tekrar bahar canlandı
Yüreğimde bir neşe bir neşe
..
1/:
Haftalar sanki zincir,
Ulanırlar,
Peş peşe.
Aylar akar,
Mevsimler geçer,
Yıl dayanmaz tükenir,
..
Saklamışsın sanki sen gözlerine baharı
Anlamazdım bilmesem hüzünlü sonbaharı...
Yeşil yeşil bakarsın,çiçek çiçek açarsın
Sen hep böyle şen misin,hep neşe mi saçarsın? ..
Yanağını süslüyor bir gül gibi gamzeler
..
Ölene dek çalacağım,
Senin gönül kapını,
Bir gün elbet açılır,
Ruha neşe saçılır.
Gözlerine güleceğim,
Sana neşe vereceğim,
..
S unduğun dostluğun inci taneleri
U ğraşın herkese dağıttığın neşe pilleri
N amerttir dostluk ve neşe den kaçan
A ğlar daima sevgiden uzak kalan
Y ar diye versin BÜLBÜL gibi dost, YARADAN
04.02.2008
..
Değer mi! bir günlük ömre,bu dünya
Kar altından güldün, sabah güneşe
Sanki keyif aldın,yaşamdan güya
Bu ne gülüş böyle, sende pür neşe
Uzattın boynunu, karın altından
Kaderin yazılmış, Hakkın katından
..
Kimi gülistanının gonca açtın gülünde,
Kimi deliler gibi estin sevda yelinde,
Çocuk gibi avuttun gönül, beni elinde;
_______Sevdayı dert edindim kalmadı fiske neşe,
_______Görmeyeydim diyorum yüzünü bazen, keşke.
Gönlüme küsüm şimdi, barışsam ne çıkacak?
..
Gülüşüm Takîyyedir, Bakma Ben Hep Ağlarım.
Şah-ı Sühedâ İçin Yüreğimi Dağlarım.
Yüzümde Neşe Gören Bilsinki O Münkirdir.
Dünya İçin Sevinmek Yıkanmayan Bir Kirdir.
O Gözü Kör Olanlar Nice Eğlence Görür.
Hüseyinin Kanıdır Gözüme Perde Bürür.
..
İki muzur birden gitti,
Yuvamıza huzur geldi,
Allah birde bebek verdi,
Evimize neşe geldi.
Anne,babanın bir tanesi,
Nine, dedenin nurtanesi,
..
-- 0001-Muse -10 002 - -Albanian-07
A e dini se...
Muse....
Në zemrën tuaj, nëse ju keni dhimbje in.
Shpreson juaj, Nëse ju drejtuar nga një ditë...
..
Bak neşeye neşeye
Oturmuş baş köşeye
Benim adımdır neşe
Karışırım her işe
****
Çağır sana geleyim
Neden gülmüyor yüzün
..
Varlığınla mutluluk,neşe saçıyorsun
Ellerini uzatıyorsun sen herkese
Yıllarca iyilik yaptın o güzel yüreğinle
Seni senden fazla seven oldumu acaba
Esen, ruzgar gibi bir orada bir burada
lazımsın sen bize hep böyle ol
Aşık veyselden almışsın sen bir ders
..
COŞKUN MUTLU BEY’E
Coşkun Mutlu Beyin yazdığı “Sivas’a Selam Olsun” Şiirine Nazire
Coşkun gardaşım yazmış dosta selam diyerek
Yürekteki sevdayı saklayıp silmeyerek
Bir daha görmek için çırpınmaz mı bu yürek
-Gönlünüze mutluluk sevgi ve neşe dolsun
..
uçup gitse bir gece...sarıyor olsa içimi uyandığımda; aşk,sevgi ve neşe...
..
Yum gözünü
Şimdi bir düşe
Göster yüzünü
Şimdi güneşe
Yüzünde neşe…
Yatağın sümbül
..
Tarihi geçmişi dünü sevenler,
Vatanı milleti dini sevenler.
Yazdığım şiiri beni sevenler,
Sevginiz sizin bir iken bin olsun,
Gönlünüz neşe ile huzur dolsun.
Memleketimize aşık olanlar,
..