NEREYE GİDİYORUZ
Nereye gidiyoruz sorusunu sormadan evvel. Nerden geldiğimizi bilmemiz lazım.
Biz nerden geldik?
Araştırdığımız zaman buna birçok cevap buluyoruz.
Bazılarının cevabı; biz bir yerden gelmedik diyorlar, her şey tesadüfîdir. Doğa kendi kendini yeniler. İnsanda bu doğanın bir parçasıdır. Birçok evreler geçirmiş son şeklini almıştır. Hatta hala mutasyona uğramaktadır, bundan sonrada zamana göre değişime uğrayacaktır. (Darvin ve materyalist bilim adamları)
Bazılarıysa; bu beden geçicidir. Bir başka zamanda, bir başka bedende tekrar Dünyaya gelecektir.(Reenkarnasyon)
İslam fıkhı ise; Ruhların ezeli ervahta yaratıldığını, her bedenin bir ruha ait olduğunu, yaratılan ruhun muhakkak ki dünyaya gelip beden bulacağını, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, İnsanın hiçbir değişime uğramadığını (Biz İnsanı Ahsen-i takvim üzere yarattık. Tin Suresi) yazarlar. Muhakkak ki her canlının ölümü tadacağını, ölümden sonra, Dünyadaki hayatın bir hesabı olduğunun fikir birliği içerisindedirler.
Tabii ki bizim için geçerli görüş İslam âlimlerinin görüşüdür.
Bu açıklamadan sonra nereye gidiyoruz sorusuna gelebiliriz.
Aslında yukarda ki açıklamanın içerisinde nereye gittiğimiz açıktır.
Son senelerde uğramış olduğumuz kültür erozyonu maalesef bizi derinden etkilemiş; hem manevi, hem kültürel olarak toplumu bitirme noktasına getirmiştir. Özellikle yetişen nesil arasında büyükçe bir uçurum olmuştur. Ne yetişme tarzı olarak, ne eğitim olarak, nede ailevi olarak sürekli kültür çatışması içerisindeyiz. Ne onlar bizi anlamakta, ne biz onları. Sanki farklı dillerde konuşuyoruz. Düşünce olarak birbirimizden çok farklıyız.
Nedir bu çatışmanın sebebi?
Belki yaşamış olduğumuz zamana bizler ayak uyduramadık. Belki eğitim sistemimiz farklıydı. Beklide almış olduğumuz aile eğitimi farklıydı. Özellikle son senelerde sürekli bir ivme ile artan şiddet olayları, ahlaksızlık, dinimize, kültürümüze, insanlığa yakışmayan bu tür eylemlerin sebebi ne olabilir?
Bunun büyük sebebi zamanın getirmiş olduğu deyişimdir.
Aslına bakarsanız bu konuların psikanalizini yapacak çok değerli bir uzmanımız var. Biz kendisinin ilminden istifade amacıyla iki kez sizler adına teşebbüste bulunduk, bir netice alamadık. Üçüncüsüne ise kendimde o cesareti bulamadım. Affınızı istirham ediyorum. Kısmet.
Mehmet Akif Mecliste otururken arkadaşının bir şeyler karaladığını görür.
—Ne yapıyorsun der. Arkadaşı.
— Ne yapalım İstiklal marşı yazmaya çalışıyoruz. İşin ehli, yazmayınca, iş; ehli olmayanlara kaldı. Kıyamet alametleri.
(Mehmet Akif; Ödüllü yarışma olduğu için, yarışmaya katılmaz. Sonuçta ödülün yardım kuruluşuna bağışlanacağını açıklarlar. İstiklal marşını yazar halkına hediye eder. İşin ehli.)
Nereye gittiğimizin cevabını biz yinede işin ehline bırakalım.
Otuz sene evvel ne cep telefonu vardı, ne bilgisayar vardı, ne internet. Nede televizyon bu kadar yaygındı. Ama samimiyet ve muhabbet vardı.
Bin sene evvel yazılmış olan “Kabusname” de şu hikmet pınarlarını sizlerle paylaşmak istiyorum, almak isteyenlerin dikkatine sunulur.
• İnsanın iki hali vardır. İster üzüntülü, ister sevinçli ol, üzüntünü ve sevincini öyle birine anlat ki, üzüldüğün zaman o da seninle üzülsün, sevindiğin zaman o da seninle birlikte sevinsin.
• İyilerle kötüleri birbirinden ayırt et. İyilerle gönülden dost ol, kötülerle dil ucuyla dostluğun olsun. Çünkü insanın devamlı iyilere işi düşmez.
• Dünyada iki şey vardır: Halk birinden kaçar, öbürünü sever. Bunlardan biri zahmettir, ötekide rahattır. Ama ikisi de insana gereklidir. Bu günkü zahmet yarının rahatıdır, yarınki rahatlık da önceki günün zahmetidir.
• Ummadığın yerden ne gelebilir diye umudunu kesme bir şey umduğun yerden de olsa sakın fazla umutlu olma. Çünkü kişiye ne gelirse çoğunlukla ummadığı yerden gelir.
Dost olmamız dileğiyle.
Vasfi OKUR
Vasfi OkurKayıt Tarihi : 13.1.2011 13:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kendisi

Dün ne radyo ne televizyon vardı
Ahalide dahi vizyon vardı
Ne facebook ne çet vardı
Dün samimiyet ve muhabbet vardı
Kutlarım.Selam.
TÜM YORUMLAR (2)