HAZİRAN
Bir gülüşün haziranı getirir
Tüm mevsimlerime.
Yeniden, yeniden âşık olurum sana
Orası kesin
Ben Haziran’da doğmuşum…
Hafızamda
Hiç bilmediğim bir dilden kalan
Kırık dökük kelimelerdi sevda
Ez To Ra Hes Kena
Söylesem
İSTANBUL
Kule İstanbul’u çok seviyordu
O ki sevdiği
Şehr-i İstanbul’du!
Şımarık bir âşık gibi hoyrattı…
Ve çok güzel gülüyordu…
KASIM
Ne çok beklentiye girdik Kasım’a dair…
İlgimizden bunaltıp
Bu gidişle Kasım’ı da kaçıracağız!
Tıpkı mazide kalan Ekim gibi…
O güzelim hüznüyle
Kime ne çiçek açmışsam?
Duyulmuşsa kahkahalarım
Baharı seviyorsam kime ne?
Gülmeyi seviyorsam
KÜÇÜCÜK UMUT
Gitmek isterim,
Gidemem.
Kanat çırpar dururum kuş misali.
Ne “Kal!” diyenim var oysa
Ne de bir yerlerde bekleyenim.
Havada portakal kokusu,
Turunç kokusu ve limon…
Toprakta baharın gizli coşkusu
İçimde ölüler gibi uyumanın
Garip bir korkusu var.
Uyanmalı!
MAVİ
Seyrine daldığım denizin
Rengi sindi üzerime
Baktım ki
Maviye dönmüşüm.
Sanki
MERHAMET
Gönüllerin bahçesinin
En güzel çiçeğidir “merhamet”
Her toprakta açmaz…
Nermin Savaş Atabey
BENİ İNSANLIĞINLA AVUT
Kaderimi alnıma yazdım da geldim
Ve kestim attım
Kimsenin tutmadığı ellerimi
Kırdım ayaklarımdaki çaresizliğin zincirlerini
Ve bağrıma basmayı bıraktım artık taşları
Yüreğimin acısını sürdüm bakışlarıma
Ve öylece üryan geldim yanına
Be ...