Hafızanızdan pulları sökmek,
Unuttuklarınızı hatırlatmak için geldim.
Ben, çeşmesi böğüren rutubetli evlerin,
Mum artığı misketleriyle
Gündüzün vedasına keder boşaltan
Kadere imanla teselli edilmiş,
Ben, tek duvarı yıkılmış,
Penceresinden kuşlara talebe,
Yokluğundan umut,
Halılarında yanık izleriyle
Dumanlar arasında yüz aklığını,
Kavgalar arasında kalarak
Düşmanlığa nefretle barışa aşık
Geleceğe ışık yetiştiren
Karanlık evlerin evladıyım.
Ev sahiplerinin de kiracı olduğunu söylemek için,
Benzine ihtiyaç duymadan,
Bir atlının sıkılmış dişleri gibi kenetli
Köylünün, işçinin, ezilmişin derdini sırtlanarak
Patika yollarında yurdumun,
Asfalt dökülmüş yüreklerinedir
Tersinden ürpertiyle dikenleşmiş hicretim.
Hep aynı sözcüklerle harmanlayıp gerçeği,
Yüreğinizin taşını, gözünüzün bağını çözmeye geldim.
Kapkara yüzlerinin nuruna şahitliğimle bir madencinin,
Kardeşlik cevherini parlattığını kuru bir soğan yardımıyla,
Yanmış ekininin başında şükür namazına durmuş bir çiftçinin
Gözlerinden süzülen tevekkül damlasıyla,
Birbirine yapışık kanlı kerpicin
Camlarından göremeyeceğiniz bir manzarayla
Geliyorum, ölürsem yollara gömün beni.
İlk aşklarına özlemle delikanlıların
Herkesten uzaklaşıp tutuşturdukları sigaraya,
Hangi kula kulun ayrılık öyküsü değdi bilmeden,
Okunmamış kitaplara ve söylenmemiş gerçeklere yanarak
Yürüyorum, düşersem rüzgar tutsun beni.
Kulaklarınıza, dikilmiş tıpaları söküp,
Acı yapraklarına kanla yazılmış şiirler okumaya geldim.
Meydanların ortasında kalmış bedenlerin
Soluk renklerinden çekip tenimi
Gözlerimdeki kırmızının keskinliğiyle
Size önceliklerinizi kötüleyeceğim.
Af buyurun,
Ben sizin özrünüzü kabul etmemeye geldim.
Bir erin yüreğime fısıldadığı ayeti
Her birinize tek tek sormazsam,
Gideceğim yerin karanlığından eminliğim
Beni buralara getirdi kardeşlerim.
Şimdi karıştırmayı kesin insan kanını
Bir sessizlik istiyorum ki
Herkes kendi içindeki gürültüye ses versin artık,
Herkes kendi ırkından, dilinden, dininden, yolundan soyutlanıp
Ademce bir merakla ilk andaki gibi
Ellerine, ayaklarına, tüm bedenine baksın
Ve anlasın, yaşatmaktır insanın ölüme giden yolunda harcı.
Ben,
Ben, sizin içinizde ölüm doğuran yolcu
Tadınızı kaçırmaya geldim.
06.04.2017 - 18.04
Ertuğrul ArıeviKayıt Tarihi : 2.4.2019 16:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!