Koskoca bir yangının ya da yanılgının ortasındayım.
Yüreğim ağır yaralı bir ölüm türküsü çalıyor ötelerden
Aynalarda parçalıyorum yüzümü, ellerim kanıyor
Yüreğim yanıyor, yüreğim kanıyor
Satır, satır efkârımın bacası tütüyor bir eylül akşamında
Senden sessizliği bozacak, bir tiz bile yok
Bu kaçıncı kahvem bilmiyorum.
Hüzün telvelerinde kayboluyorum
Daha sabaha çok var gecenin en koyusundayım
Nerelerdesin can
Nerelerdesin
Yoksa ben bir hayale mi kapıldım
Yürek pencerem hep açık görmüyor musun can
Kaç mevsim daha geçecek?
Kaç âşık daha benim gibi yanacak söyle, söyle can
Madem gelmeyecektin, madem sevmiyordun
Neden bekle dedin.
Neden yüreğimi yaktın
neden beni nöbet, nöbet gözyaşına mahkûm ettin can
O kadar ucuz muydu yüreğim, o kadar çaresiz bıraktın ki
Senden sonra aklımla barışık değilim,
hüzün gölünde yüzüyorum can
Ne olur bir haber gönder
Bitsin bu çile
İki büklüm bir köşedeyim
Kurtar beni bu hüzün hecelikten
Dağlara dayadım sırtımı
Uçurumun ucuna varmak üzereyim
Ya gel yada haber gönder
Bitsin bu çile
Nerelerdesin ey can
Mezar taşıma adımı çoktan yazdım
İki kürek toprak bekliyor beni
Ben ölüyorum
Nerelerdesin can
Nerelerdesin
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum