Fiili bir sahtekarlık ; düzeni
Sararken sen neredeydin emmoğlu
Milli hile mevcut ana yasayı
Yararken sen neredeydin emmoğlu
Terör iğfal etti seferi sehri
Yılanlar pınarı sülükler nehri
Eşkıya dağları alçaklar şehri
Tutarken sen neredeydin emmoğlu
Çakalların hizmetine kitleri
Yatağına pireleri bitleri
Dağa taşa köpekleri itleri
Salarken sen neredeydin emmoğlu
Elleri koynunda analar bekler
Öksüz kalan çocukları sinekler
Dağda taşta kuzuları köpekler
Talarken sen neredeydin emmoğlu
Oluk oluk akan kanı irine
Karıştırdın temizini kirine
Bin senelik ,kardeşi bir, birine
Katarken sen neredeydin emmoğlu
Korku saldı pusu tuttu her yanı
Yolları terörüst eşkıya hanı
Yaylalardan köye dönen kervanı
Tararken sen neredeydin emmoğlu
Dinimiz cuzdana girenden beri
Siyasetin veletleri her yeri
Müftü minareyi imam mimberi
Çalarken sen neredeydin emmoğlu
Besmeleyle yönet köyü bucağı
Kasap avucunu kuzu bıcağı
Akraba çömleği yandaş canağı
Yalarken sen neredeydin emmoğlu
Vicdan cüzdan karışınca oynuma
Çakma hukuk yılanları koynuma
Bozuk adil düzen ibi boynuma
Takarken sen neredeydin emmoğlu
Antalya Çiftlik sabahları
09.07.2017 saat 07.00
Önümüze bakar kısmet ararız
Yeriz içeriz yan gelip yatarız.
Atı alan Üsküdarı geçer
Bizler de hala adalet arariz -------Ayhan Duruk hocam çok çok teşekkür ederim saygılar sunarım.
Salıverdin şivan gütsün koyunu
Kollasınlar diye hain soyunu
Çadırda mahkeme bize oyunu
Kurarken sen neredeydin adalet!... Mustafa Bay, "ZEYBEK HOCA
"-------Hocam çok çok teşekkür ederim saygılar sunarım.
Türlü oyunlarla, dönerken dünya
Seyredercesine, umursamazca
Harabeye dönen ,coğrafyamıza
Talan edilirken,neredeydin adalet.Canan Ereren
Canan hanım çok çok teşekkür ederim saygılar sunarım.
İbrahim Kurt 3Kayıt Tarihi : 9.7.2017 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir düzende eğer evrensel hukuk adalet yoksa , o düzende ; hırsızlık ,yolsuzluk, zulüm,rüşvet,haksızlık, hukuksuzluk,savaş, göz yaşı, terör ,hüküm sürüyor demektir. Din demiyorum ,dincilik hiç birtopluma huzur ve kardeşlik sevgi saygı,adalet getirmemiş aksine zulüm ,ölüm,terör getirmiştir .
Lakin kimse şunu aklından çıkartmasın ki bu devlete ruhunu vermiş bu topraklara canını vermiş biz Türkler vatan sevdalıları varken bu topraklarda kimse daha fazla at koşturamayacak.Tüm hainlerin alçakların eşkiyaların sonu yokolmaktır.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Karıştırdın temizini kirine
Bin senelik ,kardeşi bir, birine
Katarken sen neredeydin adalet
Günümüzün en başarılı şiiri olmuş. Ellerinize, yüreğinizin sesine
sağlık. Memleketi babalarının çiftliği gibi sanan, ben Türküm demekten
kaçınan, halkın din duygularıyla içeriden bu toplumu yıkmaya çalışan
densizlerin saldırmadığı tek bir cumhuriyet kurumu kalmamıştır.
İbretlik çalışmanızı sevgiyle okudum. Başarılar.. Antolojimde...
kutlarım değerli bir şiir.
saygılarımla..
Çinli düşünür Konfüçyüs “Devletin hazinesi adalettir” derken, büyük Hint lideri ve devlet adamı Gandhi, “Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız,” diye seslenmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed, “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır,” demiştir ve çok yakından bildiğimiz “Adalet Mülkün Temelidir” deyişi Hz. Ömer’e aittir. Acımasız orduların kumandanı Timurlenk bile, ”Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir,” derken adeta kazandığı zaferlerin altında yatan gerçeği açıklamıştır. Gerek tariflerinden gerekse hakkında söylenenlerden yola çıkarak, “Adalet” kavramını sekiz temel üzerinde düşünürüm. Önce dağıtıcı özelliği gelir. Adaletin ana esasları her kesime, her kişiye, her statüye ulaşabilen olmalıdır. İkinci temel, denkleştirici özelliğidir. Aşağıdaki ile yukarıdakinin, azla çoğun farkını gideren adalet gerçek adalettir. Yalansız ve dolansız…
Sonrasında eşitlik ilkesini ele alalım. Herkese eşit davranılmalıdır. Dördüncü temel, insan özgürlüğünü teminat altına almalıdır. Ancak bir kişinin özgürlük sınırları bir diğerinin özgürlük sınırlarını kısıtlamamalıdır. Beşinci, olmazsa olmaz şartı dengedir. Denge yoksa, “Adalet var” diyemeyiz. Ve sırlamada ki yerini alan adaleti sağlayan yasalar, hukuk düzeni ve uygulamalar ...Bunlar insan vicdanına ters düşmemelidir. Aynı zamanda herkese karşı tarafsız olmalıdır. Kendi menfaati, yandaş hatırı, hısım akraba ricası, dış baskılar olsa bile adalet tarafsızlığını korumalıdır.
Felsefenin bu sırlamasında hakimiyeti ele aldıımızda adaletin elinde hükmetme, ceza verme ve suçsuzu haklı çıkarma gücü olmalıdır. Bunu yasalar sağlar. Duruşması yapılmadan aylarca, yıllarca hapishanelerde bekletilen zanlıların hakkını yer yüzünde ödeyebilecek, geri verebilecek tek bir merci yoktur. Adalet hakkın gözetilmesi, haklı ve haksızın ayırt edilmesidir. Adaleti koruyan hukuk düzeni, güçsüzleri koruduğu ölçüde adaletten söz edebiliriz. Adaletin var olması, güçlünün hukuku değil, hukukun güçlü olmasına bağlıdır.
Dolayısıyla konuyu şöyle bağlayacak olursak; hukuk ve yasaların eksiksiz olarak adalete uygun olması zorunluluğu gelir. İnsanlar tarafından yapılan yasaların eksiksiz olması çok zordur. Ancak, mükemmele en yakını kabul edilmelidir. Çünkü adaleti yapan, yasaları oluşturan ve uygulayan insandır, insan ise tabiatı gereği taraftır, yanlıdır, doğuştan egoisttir. Belki de bu nedenle, tüm insanlık tarihi boyunca, hiçbir ülkede, coğrafyada, toplumda “İdeal Adalet” kurulamamıştır.
Evet sevgili abicim çok güzel bir konuyu ele aldınız melsefki bende susamayacağım bilimsel yanından yaklaşarak;İnsanoğlunun asırlardır adalet peşinde koştuğuna vurgu yapmak istiyorum.Koşmaya da devam etmektedir. Adaletin önündeki en büyük engel ise, hiçbir yargılayanın kendisini yargılayamamasıdır. Düşünen, karar veren, yapan ve yazan insandır. Kendi çıkarlarına dokunulduğuna her insan, doğal bir refleksle karşı koyar. Kendini “Hep haklı” ya da “Daha haklı” görmek ister.
İşte burada hukuktan söz etmek gerekiyor. Hukuk, toplumun genel çıkarlarını, fertlerin ortak iyiliğini sağlamak amacıyla hazırlanan ve kamu gücüyle desteklenen kaide, hak ve yasaların tamamıdır. Bir başka deyişle hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir. Ancak egosunu ve yanlış tavrını yenebilen insandan tarafsız, adil yasa yapıcıları, doğru uygulayan ve karar verebilen avukat, savcı ve yargıçlar olur. Hakkı teslim edenler ve hakkaniyetle ceza verenler onlardır.
İnsan aklının gelişmesi ile bilim ve teknoloji de gelişmiştir. Yaşam biçimi gelişmiş ve zenginleşmiştir. Bunların birleşmesi sonucu özellikle de yirminci asır ile birlikte kullanılmaya başlayan “Sosyal Adalet” kavramı yaşamımıza girmiştir. Sosyal adalet, insanların çalışması, bilgisi, kabiliyeti ve gördükleri iş oranında ve derecesinde haklarını almalarını anlatır. Hiç kimsenin ezilmesine ve sömürülmesine izin vermez. Zayıfların ve güçsüzlerin korunmasını, kollanmasını ön görür.sevgilerimle...
Süperdi. Yüreğinize sağlık, kutlarım...
TÜM YORUMLAR (22)