Neredesin Yurdumun Aydını?

Bak insanlarımız ne hale geldi.
Ya batıya dönmüş yüzünü, kiraya vermiş aklını,satmış ruhunu gönüllü.
Emperyalizm ve modernite almış elinden bütün gücünü.
Ya da isyan bayraklarını çekmiş, kin ve nefretten görmez olmuş önünü.
Neredesin yurdumun aydını?
Toplum mühendisleri iş başında.
Bizi biz yapan,kimliğimizi, kişiliğimizi belirleyen, dilimiz, dinimiz ve kültürümüz üzerinde oyunlar oynanmakta.
Kimliğimizin, kişiliğimizin olumsuz ve bozuk yönleri öne sürülüp, daha iyisini biz koyarız yerine denilerek zihinler aldatılmakta, kalpler karartılmakta.
Ve bütün değerlerimizin tabanına dinamitler yerleştirilmekte.
Yok mu bir sözün?
Yok mu çözümün?
Aydın isen bırak ideolojik pencereden bakmayı.
Bırak kişisel çıkarların için o çeneni açmayı.
Gerçek aydın ki gökteki ay gibi yukarıdan bakıp bütünü görebilmeli.
Işığını nereden alırsa alsın; ister tanrıdan, ister güneşten, isterse yıldızlaşan bilgelerden; üzerimize eşit mesafeden doğmalı.
Kimden korkar ki bir aydın?
Gece hırsızı aya kafa tutmuş,yok edeceğim seni diye tehdit etmiş, korkar mı ay bu sözlerden sen söyle?
Hangi gece hırsızı erişebilmiş göklere!
Kendi yakın çevresindeki meteorlar çarpsa da yüzüne, kevgire dönen yüzünü kime göstermiş ay söyle?
Tek derdi (görevi) aydınlatmak değil mi; buldum dese de insanlar çözümünü karanlıkların,yapay ışıklarla donatsa da gecelerini dünyanın?
Söylesene hadi, sen hangi fazdasın?
Korkudan bulutların arkasına mı saklandın?
Yeni bir doğuş için hazırlık mı yapmaktasın?
Medya aracılığıyla, çakallar sürü halinde sürülürken meydana, siyasiler güç peşindeyken yalanlarıyla; aslanlar yıldırılmışlar, çekilmişler bir kenara, sığınmışlar yalnızlıklarına.
Aslanlar olmayınca meydanı boş buldu sahte aydınlar.
Almışlar ellerine kör bir fener, yanlarına toplamışlar ideolojik görüşlerini destekleyen, ya da kişisel çıkarlarını besleyen üç beş nefer, dar bir vadinin ortasında, zifiri karanlıkta yol alma hevesindeler.
Karşıdan gözlere tutarlarda ışıklarını, şaşırtıp, kandırarak aptallaştırırlar insanlarımızı.
Halbuki büyük hırsızlar projektörlerle dalmışlar bu vatana.
Geçmişler karşımıza,aydınlık getirdik kandırmacalarıyla bütün değerlerimizi, bütün kaynaklarımızı, kamaşmış gözlerimize baka baka çalıp çırpmakta ve altın gibi olan değerlerimizin yerine taşlar koymakta,üstüne bir de enselerimize şamar patlatmakta.
Şamarın nereden geldiğini anlayamayan zavallı insanlarımız, şamarın sahibini bulma telaşında öfkeyle, kinle şamarı birbirlerinden bilerek, birbirlerini suçlayarak, birbirleriyle savaşmakta.
Nerdesin sen vatanımın gerçek aydını?
Doğ artık zifiri karanlıklarımıza, doğ artık yapay ışıklarla kirlenmiş güzel dünyamıza.
Doğ ki artık gerçekler ortaya çıksın. İçimizdeki hainler ve dışarıdan gelen hırsızlar pis sırıtkanlıklarıyla, ellerinde çaldıklarıyla gün gibi ortaya çıksın.
Doğ ki kişiliksiz ve kimliksiz var olmaya çalışmaktansa, kişiliğimizle kimliğimizle yok olup gidelim.
Haza, hıza, paraya, güce, cinsiyete tapanlarımız çoğalmış olsa da artık, en azından gerçekleri görenlerin gönülleri ferahlasın.
DOĞ ARTIK, YORULDU GÖZLERİM.

08.03.2013/Cuma