Nere gidiyorsun, kan, ter içinde
Otur bir kenara, söyle derdin ne
Hele bir dur dinlen, acelen nedir
Cenge gider gibi hışmın nedendir
Tüfeğin sırtında, kılıcın belde
Madem cengaverdin, yar neden elde
Sen hangi kaleyi fethedeceksin
Seven yürekle mi cenk edeceksin
Gel ağla, gel anlat, gel iç çayını
Bırak giden gitsin sıkma canını
Bilesin bu masa dert masasıdır
Aşk dediğin aklın hülasasıdır
Başladığı yerde biter yakarak
İşte böyle çekip gider yıkarak
Dert yalnız sendemi, biri gitmeden
Beni de vurmuştu veda etmeden
Sen de benim gibi çok inatmışsın
Sen de yüreğini yaralatmışsın
Boşver dert ortağım boşver düşünme
Yazık gözyaşına, yere düşürme
Sana iyi geldi bir çay daha iç
Hala içindedir mutluluk sevinç
Sanma ki bu hasret seni boğacak
Batan Güneş yarın yine doğacak
Adından bellidir dünya yalancı
Hayatın, derdi de, aşkı da sancı
Ne namert, ne de mert kalır dünyada
Baki olan hani, varmı, bu handa
Düşünme dön artık, onsuz yuvana
Gerek yok benimle fazla durmana
Birde ben başlarsam sende yanarsın
Sen seni unutup bana ağlarsın
Yüzüme iyi bak, bakta unutma
Sözümü dinlersen yasını tutma
Sakalıma bakıp, sanma büyüğüm
Unutma ki ben senden de küçüğüm
Beni böyle yapan, aşktır kederdir
Dün canım bildiğim bugün bir eldir
Yeter artık sorup yaramı deşme
Git artık, gözlerim olmadan çeşme
Murat Demir
Kayıt Tarihi : 1.7.2004 12:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ser verir, sır vermeyiz biz,
Ne gökte, ne yerdeyiz biz,
Sevgiyiz, kardeşliğiz biz,
Kötü söz bize yakışmaz.
TÜM YORUMLAR (2)