Kerpiç duvarlı evin tek odalı damında
Sessiz bir huzur vardı bir şubat sabahında
Sobada yanan odun sessizliği bozarken
buzlar çözülüyordu penceremin camında
Dedimki ben neneme odun gibi yananlar
Hiç olmazsa yanarken bir işe yarasalar
Nenem yüzüme bakıp dedi ey güzel oğul
Yanınca mutlu olur bahara inananlar
Bahar dediğin neki ey güzel nenem benim
Karlar düştü saçıma buruştu taze tenim
Haramiler küpünü altınla doldururken
Benim yok sarınacak üç metrelik kefenim
Nenem dedi ey oğul şu kefensiz yatanlar
Onlardı bu toprağı bize vatan yapanlar
Asıl kefensizleri söyliyeyim tanı bil
Onlardır vatanını üç kuruşa satanlar
Dedimki ey saf nenem devir değişti artık
Herşey geride kaldı ne kağnı var ne çarık
Epeyce zaman oldu hepimiz değişeli
Biz yirminci asırda yeni bir çağ atladık
Nenem dedi ey oğul demedim son sözümü
Sarayda eskitmedim bu çizgili yüzümü
Elifler yok olmadı yok olmaz hiçbir zaman
Gerekirse koşarım kağnıya öküzümü
Dedim ey güzel nenem ne yaman şey inanmak
Güzel günler uğruna kızıl ateşte yanmak
Tutsak bir şahin gibi umudu yitirmişken
Deli fişek tay gibi yeni güne uyanmak
Nenem dedi a oğul a gönlümün efesi
Son sözümdür bu sana iyi dinle bu sesi
Yiğit ol mertçe yaşa ko zindan olsun dünya
İman varsa göğsünde deryadır kuş kafesi
Kayıt Tarihi : 20.8.2006 04:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!