Nemrut’ta Gün Batımı
Sonbaharın ortasında yazdan kalma bir gün. Toprağın kokusuna karışıyor pamuk tarlalarındaki pamuk kokusu. Adıyaman’dan Kâhta’ya geçerken heybetini hissettiğim nemrut karşımda. Karakuş tümülüsüne ulaşıyoruz. Nemrutta gün batımını kaçırmamak için. Kısaca öyküsünü dinliyoruz Süha rehberden.
Arabanın camından Mezopotamya üzerindeki uçsuz bucaksız topraklara bakarken nemruta ulaşmanın heyecanından yüreğim sıkışıyordu. Eteklerine geldiğimizde güneş güne vedaya hazırlanıyordu. Gözlerimin sana duyduğu özlem sona erecekti. Ömrümün bir saatlik bölümünü seninle geçirmenin heyecanını yaşıyordum. Doğu terasına tırmanan taş yoldan koşar adımlarla çıkarken rüzgârın sert vuruşlarına aldırmıyordum.
Zirve yaklaştığım her adımda sert nefesinle savruluyor nefesim biraz heyecan birazda senin rüzgârınla tıkanıyordu. Duruyordun bazen ‘’haydi nefes al ‘’ der gibi. o zaman biraz daha umutla tırmanıyordum. Rüzgarın güneşin son ışılarıyla yüzümü yaksa da doğu terasına ulaşmak zor olmadı..
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim