Dilimde kaygan bir sırat oluşsaydı şimdi
Taşın iç sesini duyabilseydi keşke insan
Hüzünle sevişen rüzgârın doygunluğuyla
Buzlar eriyor uzak okyanuslarda durmadan
Akıyor hayat kendi yörüngesine gürültüyle
Bugün acılar çelik bir ustura yüreğimde
Bileklerimde yorgun karıncalar dolaşıyor
Derin bir boşluktan atlıyor aşkın atları
Küflü sular biriktiriyor savaş mağdurları
Hangi düşlerin zembereği içimde boşalan!
İnsanlar vicdanlarını satıyorlar sokaklarda
Geri gelmeyen günleri yırtıyor parmaklar
Duvarda nemli bir hicran şimdi gözyaşı
Bugün ıslak bir yelkenli yüreğim denizlerde
Hayallerle seviştim yıllarca, bedenimde çığlık
Ölü bedenler koydum toprağa, gece gündüz
Utançsız bakışlarla dolaştım bu ahir cennette
Suskunluğum sıra dışı bir masaldı ruhumda
Nice yazıtların örsünü dövdüm ben sevdayla
Yüzümün kahrını yargıladı insanlar iftirayla
Bugün yufkaya kan sürdüm yiyorum şölenlerle
Tenimde sızı olsun aldanış, hançerim ol yürekte
Sarsılsın şu kâinat, sana savrulayım mevsimlerce
Ölümsüz menekşeler yetiştir bana aşk bahçende
Yokluğun sivri uçlu bir bıçak, kanarım derinlerde
Gül olurum seni düşündükçe, gönlümün ahirinde
Bugün benim doğum günüm, al beni kıyametine
Kayıt Tarihi : 26.2.2015 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!