Aslında Türkiye’de uzun yıllardır Rahmetli Özal’la başlayan ama zaman içinde kesintiye uğrayarak Ak Parti ile yeniden alevlenen siyasi mücadelenin en temelinde Milli Burjuvazi ile Komprador Burjuvazi’nin iktidar mücadelesi yatıyor. Aralarında uzlaşmaya vardıkları an ortada mücadele falan kalmayacak. Ya da mücadele daha başka bir mecrada daha başka bir biçimde sürecek. Buna emin olabiliriz.
Bu uzlaşma çok yakında değilse bile yakın bir zamanda mutlaka gerçekleşecek. Gerçekleşecek çünkü gerçekleşmemesi demek eşyanın tabiatına aykırı bir durum demektir ki her iki tarafın istediği aslında aynı şeydir. Bu da uzlaşmaları için yeterli bir asgari müşterektir ve bu asgari müşterek onları yavaş yavaş bir araya getirmeye başlamıştır bile. Buna en güzel örnek Ak Parti'ye yapılan "Devlete yaslanmaya başladı," eleştirileridir.
Bir başka gösterge de uzun zamandır süregelen her iki tarafın kalemşorlarından bazı sivri uçlu olanların sivriliklerinin törpülenmesi(ya da bertaraf edilmesi) çalışması... İstenirse bu uzlaşma çabalarına çok daha fazla örnek bulunabilinir. Meselâ bunlardan en çarpıcı olanların başında Ergenekon ve benzeri derin devlet yapılanmalarının tasfiye edilmeye çalışılması… Meselâ yargıdaki ufak tefek değişimler… Meselâ yeni anayasa çalışmaları, vb…
"Demokrasi mücadelesi" adı altında yapılan mücadelenin aslında bir paylaşım mücadelesi olduğunu bilmek oynanan oyunun seyrini (hiç değilse benim için) daha bir keyifli hale getiriyor.
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta