---DOST VE YAREN OLMA ÖZLEMİYLE DOLU YÜREKLERE---
Vucut ülkesinde beslenen barınan ama onu istila için yanıp tutuşan,erdem surlarımızı çökertmek için casuzluk yapan FİTNENİN şerrinden,yine onu inşa eden yaradanıma sığınmanın sevinciyle sizleri selamlıyorum cana can dostlar
Gönlü güzel yürekleri sancılı dostlar biz insanlar ne çekiyorsak nefsimizden çekiyoruz.. sancılarımızı başka bir yere yüklemenin anlamı yok.ona karşı savunma hatlarımız inanın çaresiz..yolumuz mayınlı bir araziden geçmekte ve her yanımız tuzaklarla dolu,esiri olduğumuz nevsimiz attığımız her adımda önlemini alamadığımız tuzakları peş peşe karşımıza çıkarmada.Gün oluyor rakibin ayak oyunlarından habersiz bir boksör gibi nefsimizden ard arda öyle yumruklar yiyoruz ki ayakta durmak için çaba safetmemize rağmen hanği taraftan ve ne güçte yumruk alacağımızı bilemiyoruz. İnanın dostlar on parmağında on hüner,şehvetin atını kullanıyor kimi zaman.gem tutmaz bir at oluyor azgınca bizleri avlamak için tutku atına biniyor.kimi zaman,kadına,pa raya.makama ve şöhrete tutkularla avlamak istiyor. kimi zaman bir mağma olup ateşe veriyor hücrelerimizi işte o an düşüveriyoruz arzu ve ihtirasın kucağına,kimi zaman da irademizi aptallaştırarak atıl duruma duruma düşürmeyi sağlıyor.. kimi zaman,sabrımı kullanarak avlıyor irademi,kimi zaman hoş göstererek aceleciliğimizi,kimi zamanda hayır atının üzerinde yağız bir süvari olarak çıkıveriyor karşımıza.Yani dostlar hanği yöne yönlensek bizleri avlamak ve bizleri bir birimize düşüren tuzakları görünce sancılarımıza çözüm bulamamanın batağında bizleri çırpındırıyor.
Güzel dostlar nefis ilahlaşmaya kalkıp kölelik halkasını takıveriyor bizlerin narin boynuna.Bu kölelikten tek kurtulma yolu vardır ``temizlenmek`` evet temizlenmek yaradanımızın kapısına dayanarak arzu ve tutkularımızın helal ve temiz yoldan razı olmakla nefse hakim olmakla.ama dostlar yine de emin olmak gerekir zira o el emin el değil,çünkü en olmaz anda bir ışık hüzmesi gibi hissettirmeden nüfus ediverir duyğu ve düşüncelerimize...
Kimi zaman,hakimiyet kuruverir gündüz ve gecelerimize.
Kimi zaman,Yüreğimizin aç bırakılmış yanlarını kışkırtıp bize karşı,onu susturayım.tatmin edeyim derken farkına varmadan düşüveririz nefsin çürüten kucağına....
Her seferinde çeşitli, maskeler takar bizlerin eğilimine göre cezbeder...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman