Öfkelendikçe mevsimlerini değiştiririm senin
Ama yağmurlar eski asaletiyle okşamaz saçlarını
Belki bir zemheriyle koyun koyuna uyuklarım,
Belki zaman zaman bir masalın en hüzünlü repliğinde ismini sayıklarım
Onurlu sessizlikler fısıldarım kaf dağının kulağına
Boynu bükük ankalarla selamlaşırım
Suskunsam, ölmüşsün demektir
Asla bekleme, omuzlarım hiç düşmeyecek
Çirkinliğimi sadece sen seversin,
Bütün kadınlar ayıplayacakmış gibi bakar titreyen gözyaşlarıma
Üstümü örtecek bir bulut bile yokken
Üşürüm ama sırtımı sıvazlatmam sıcacık nefesine
Kalabalık değil gökyüzünün maviliğinde martılar
Denizin kokusu çekilince gözlerimden,
Ölümcül yalnızlıklar toplar parmak uçlarım
Asırlar öncesiydi gitme kal deyişin
Gölgesinin bile belasından kurtulamamış bir çocuk masumluğunda,
Çatılırdı emdiğim sütün hatrı
Ne sen beni anladın,
Ne ben güneşe bakabildim doyasıya
Ay ışığını örtü yap yenilgimizin üstüne
Geç kalmadan öpmeliyim toprağı alnından
Ben karanlıkta el salladıkça,
Sen nefesin yettiğince ıslık çal
Kayıt Tarihi : 6.1.2014 10:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!