bir koru ayazı sırtımda üşüyor
yine de ağaçlara çiçeklere merhaba
ne kadar yavaş yürüsem de
çare olmuyor yol
tükeniyor
ömür dediğin ne - ne ki -su
akıp gidiyor çağlayanlar gibi
geride damla dahi bırakmadan
huzuru eksik yaşamın kırık dökük
taşları gelin hayatı birlikte
arşınlayalım
sevemeyeceğim
ne varsa unutmaya kararlıyım inatla azimle
en çok sevdiğim şeylerse tozlu patikalar ardıç kuşları
iyilik güzellik rahatlık
farkındalık
gönlüm ayağı yaralı eskitme pazarı
ne isterseniz var ne bulursanız sevinin
ne görürseniz mutlak alın
tecrübe garantili
evim
kara kutulu sandık
çıkmaz yol sokağında menevişli gül
annem babam çocukluğum atlası sararmış
bir bohça da
sandık izi
bilin istiyorum
unutulmaya yüz tutmuş ne varsa
içimde dert içimde sancı
içimde kıyamet
aklım çoğu zaman
kanadını yolan kuş diyar diyar gezen
kendine sığınak edinemeyen sefil uçurtma
üstü başı dökük eli yüzü kirli
avuntusu kıt paçoz yalnızlıkla
sırdaş sırnaşık
ah! benim
etekleri zil zurna sarhoş yorgunluğum
gör çürüdü ayak damarlarım yol tükendi
eskidi yüzüm çatladı gözüm kırıldı aynam
söndü gönlü kırmızı akşamlar
yıldızlar küle döndü
her seher olduğu gibi
sabahın güneşi özgüvenle uyandı
hoplaya zıplaya koştum uçtum uçtum tükendim
kökü kurumuş susak bir ağaç gibi
çalılık yol dibine
yığıldım
artık ne rüzgâr ne kuş ister dallarım
zihnim savsak bedenim bezgin göçebe
hâlâ anlamadın mı hâlâ bıkmadın mı
uçuk saçık düşlerden
otur artık oturduğun
yerde
beni rahatlat
nefesi gezenti ruhum
........
27082024
09:20
Kayıt Tarihi : 29.8.2024 23:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)