Nefes
Hezerân per açıp reng-i ziyâdan
Ufûl etmiş güneş sahn-ı semâdan
Şebistân-ı elem hâlî sadâdan
Gönül pür girye hâl-i inzivâdan
İlâhî meşrebim vahdet perestim
Şerâb-ı cilve-i hayretle mestim
O sağardır ki zinetsaz-ı destim
Dolar humhane-i al-i abâdan
Ne beklersin kılıp ey bâd-ı şebhiz
Demâdem turra-ı ezhâr-ı tehziz
Getir lutfeyle bir buy-ı dilâviz
Meşam-ı câna kabr-ı Murtazâdan
Bu demdir tâbımın devr-i melâli
Sever zulmetle ruhum hasbihâli
Sadâlar duymanın var ihtimâli
Karanlıklarda amâk-ı hafâdan
Uzaktan yalvarıp ebr-i bahâra
Dedim gel şöyle meyl et bir kenara
Hüseynimden haber ver kalb-i zâra
Eğer geçtinse deşt-i Kerbelâdan
Ne mümkün sevmemek Sâmih Hüseyni
Kabul eyler mi insan öyle şeyni
Rasûl-i Kibriyânın nûr-ı aynı
Muazzezdir benimçün enbiyâdan
Kayıt Tarihi : 2.12.2011 17:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evet, ama biz nefes aldıkça geleceğe var oldukça.
Süngümü demir gibi ellerimle kavradım,
Şanlara, zaferlere yürüdüm adım adım.
Irkım doğudan koptu,dört bucakta savaştı,
Altay’lardan attığım ok,Alp dağlarını aştı.
Her vahşi kaya tuttu, bir kartalın yasını,
Sildi mağrur kartallar silahımın pasını.
Zulme karşı besledim, ruhumda acı bir kin,
Asırlarca vuruştum yurdum ve hakkım için.
Yürüdüğüm izlere eğilde, hürmetle bak,
Ecdadımın kanıyla yoğrulmuştur bu toprak.
Yurdumu çiğneyenin, saçından süzülen kan,
Kulağında küpedir, yakut damlalarından.
Kalsa sınırlarımda tek bir kol, tek bir bilek,
Tarih onu bir kılıç kabzasında görecek.
Varsa hakkın kılıçtır, tutunacak bir dalı,
Yaşayacak milletler, hakkımı tanımalı.
Benden kurban isteyen zulüm mabetlerine,
Yangınlar girmelidir, buhurdanlar yerine.
Adımın biri Oğuz, biri Mustafa Kemâl,
Irkımın istediği : “Ya Ölüm, Ya İstiklâl”.
Samih RIFAT
TÜM YORUMLAR (25)