Nedir İstanbul
Bir gün vurup kendimi sokaklara
Başladım önüme gelene sormaya.
Sordum bir ihtiyara:
Dedim dede nedir İstanbul?
Dedi:
İstanbul, hayattır, acıdır, sancıdır.
İstanbul ekmektir, emektir, yürektir.
Ula oğlum İstanbul güzeldir lakin
zordur, adamı yer bitirir.
Sordum bir Bezirgâna;
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
İstanbul aşktır, sevdadır.
Kavgadır, hüzündür, servettir,
Ve de koskoca bir hiçtir…
Sordum bir ayyaşa:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Yıllandıkça güzelleşen bir şaraptır.
Sordum bir sofuya:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Bilene her şey,
Bilmeyene hiçbir şeydir.
Sordum bir Feqiye:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Daha öğrenemedim,
Hocama sorayım.
Sordum bir kadına:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Kabaran yüreğimdir.
İstanbul; bazen güzel ve olgun bir kadın,
Bazen de deli dolu bir kısraktır.
Sordum bir delikanlıya:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Bir dünya kenti, bir masal diyarı.
Herkesin ilk hayali, ilk göz ağrısı.
Uğruna canlar feda edilen bir kutlu abide.
Sordum bir işçiye:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Babamın zamanında iyiymiş,
Ama şimdi karın doyurmuyor.
Sordum bir memura:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
İstanbul ekmektir, umuttur…
Sordum küçük bir çocuğa
Dedim nedir İstanbul?
Dedi ki:
Amca, sen hiç varoşlara gittin mi?
Sordum bir deliye:
Dedim nedir İstanbul?
Dedi:
Fazla kafana takma,
Benim durumum ortada.
Sordum kendime:
Dedim nedir İstanbul?
Dedim ki:
Yoksulluğumun ve
Yoksunluğumun şehri.
Umutlarımın şehri,
Aşklarımın şehri,
Hayallerimin şehri
Baharım, eylül’üm
Ve rüzgârım’dır İstanbul… Kasım 2005
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 16:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!