Yine bayram geldi yollar yaralı,
Konvoylar uzadı, dertler sıralı,
Kaç sürücü hiçe saydı kuralı.
Canavarlar, cana doymak bilmiyor,
Kara asfalt kana doymak bilmiyor.
Alevler kükreyip lav püskürünce,
Derin uykulardan uyandı dağlar.
Bir toz bulutuyla inceden ince,
Uçuk kül rengine boyandı dağlar.
Rüzgarın çığlığı sustu ovada,
Meksika'da sam yelleri sert eser,
Türkiye’mde deli çaylar coştu mu?
Aramızda okyanuslar yol keser,
Göçmen kuşlar sılasına uçtu mu?
Moreno'da kuru dallar süslenir,
Yol yorgunu, bağrı yanık dünyada,
Herkesin bir meskeni var, yurdu var.
Başı duman, gözü yaşlı dağların,
Eteğinde kuzusu var, kurdu var.
Sırlarımı yol üstüne sermedim,
Alışmak kolay olmuyor yalnızlığıma,
Yabancıyım bu şehirde.
Kalabalıkta herkes yalnız,
Bir tebessüm bile yok ortada,
Valizim kaldı Cevahir’de.
Öğle sıcağını içerken sular,
İçinde yokluğun denizi saklı.
Ağaçlar rüzgara boyun eğerken,
Yağmur bulutunda toprağın aklı.
Atıp da içine derdi tasayı,
Döndükçe hislenir yel değirmeni.
Unutur zamanla haftayı ayı,
Rüzgârla beslenir yel değirmeni
Gecenin yorgunu, günün galibi
Mahallenin bunca yıllık manavı,
Veresiye vere vere yıkıldı.
Çok çalıştı geçemedi sınavı,
Gidişâtı göre göre yıkıldı.
Karıştırdı armut ile elmayı,
Mutlu olmak varsa yolun sonunda,
İnsaf eyle diyar, diyar gezdirme.
Çocuk gibi taşı beni yanında,
Kendin çiğne başkasına ezdirme.
Akşam olur, ay dolanır, gün batar,
Yaşamak ne acı bir şey
Geleceği belirsiz.
İş yok, aş yok, derbeder.
Başkasının eline bakmak
Çaresiz ve gelirsiz
Nedim Uçar Şairin hayatını öğrenmek istiyorum bana bilgi gönderirseniz çok sevinirim site çok güzel şairin şiirleri çok güzel