Ucunda ölümlü yollar arıyorum yaşamanın
Sus payı ile parsellenmiş topraklarda
Sırlarını deşiyorum, susma günahkarlarının
Ardı yarım kalan sözler tekrarlıyorum
Dağların, şehirlerin ve kişnek atların ezberinden
Uykuları bölünüyor, azizlerin ve tılsım fısıldayanların
Oysa ben Kızıldeniz'in asasıydım
iki dostun mağarasında örümcek
Hızır'ın Musasıydım
Bilemedim Ya Rabbi
Hangi derdin devası
Hangi kuşun yuvası oldum
Ben hayata gülümseme ile başladım
Kuş uçar, çiçek açar, çocuk gülerdi
Sonra bir bir vuruldu, kirletildi, katledildi
Kuş sapanla, çiçek aşkla, çocuk kurşunla
Tanık yazıldım bütün yeryüzü cinayetlerine
Boynuma giydirilen yargılar ve yaftalarla
Benim farkımdır
Farkedilmeden yaşamak
Ve yaşayabilmek.
Belki biraz iyi
Ama daha çok kötü
Kötü ama çirkin değil
Ey yüreğimde
çürümüş tohumları filizlendiren dalgınlık
Göz ucuyla damıtılmış saklı bakışlarım
Sana uzanıyor,
elmaya uzanan ilk el gibi
Anladım ki
Kaknüs alevlenirken gecede
Mağaraya serin cılız gölgeler siner
Hortlak kelimelerin karıncalandığı duvarlarda
Sözcükler, süngü ve mızraklıarla dürtüyor
Geçmiş uykusundaki yorgun bir devi
Böyle retorik ölümlerle başlar her şiir
Yürümek, herkesin kaderi böyle başlar.
Geriye yol seçmek kalıyor insana
Ve insan kalbiyle yürürmüş sonradan öğrendim
Hep sonradan öğrendiklerimdi
Beni dünyadan koparıp hayata bağlayan şeyler.
Bir dünya ki toprak üstü mezarlığa dönüştü
Soğuk insanı yakarmış
Ne tuhaf bir anekdot.
Her şey böyle bir anda
Tersine dönüyor işte;
Dağlar, şehirler, mevsimler.
Senli sensiz, yerli yersiz ne varsa
Bir maruzatım var
Anlar mısın halden
Su yok
Elektrik yok
Yollar toz duman
Hayallerim kör kütük yürüyor muhtar
Yaşamak bir tutku ile başlar,
Sevgi, umut, keder...
Ama mutluluk değil.
Mutluluk aptalların tutkusu.
Kederi hor gördüler,
Denize tüküren adamlar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!