İlkbahar,
Hani, ağaçların yeşerdiği, kuşların ötüştüğü ormanlarda,
Papatyaların, çiçeklerin açtığı,
Kelebeklerin uçuştuğu kırlarda,
Herşeyin yeniden hayat bulduğu sanki.
İlkbahar,
Geceydi...
Yağmurlu bir havada,
Ve ben yine yollarda,
Tek başıma.
Tükenmek üzere olan,
Umutlarımla başbaşa.
Seni seviyorum desem,
Yeterli gelir mi bilmem?
Seni seviyorum demek,
En yalın haliyle anlatmaktır sevgimi.
Sevmek,
Seni delice sevdiğim günlerden,
Birini daha yaşıyorum.
Diğer günler gibi.
Günlerim,
Evet, sensiz geçen günlerim.
Senin arzunu, özlemini yaşadığım,
Ey bre gafil ve bencil insan!
Bu öfken, bu kinin niye.
Birgün yalnız ve tek başına kaldığında,
Eşşeğe sarılırsın dost diye...
Sanma ki bu dünya kalacak sana,
Ki kalmadı hiç kimseye, ne sultan Süleymana,
O zaman niye zulmedersin, zavallı mazluma,
Görmezmisin acı çekenleri, etrafına baksana
Hüzünlü bir gece,
Yağmurdan arta kalan,
Bomboş ve ıssız sokaklar.
Herşey sen kokuyor,
Gördüğüm herşeyde sen varsın.
Duyduğum her ses,
Doksanbirin Martıydı,
Atasözünü doğrularcasına bir soğuk vardı dışarıda.
Ben ise, sıcak evimin buğulu penceresinden,
Dışarıyı seyrediyor, yağan kar tanelerini izliyordum.
Saat bir hayli geç olmuştu,
Kimsecikler yoktu sokakta,
nedim yaz hadi bekliyoz heyacanla allah utandırmasın
nedim yaz hadi bekliyoz heyacanla allah utandırmasın
nedim yaz hadi bekliyoz heyacanla allah utandırmasın