Ona duyduğum sevgi bambaşkaydı. Bir kızın bir erkeğe duyduğu sevgiden farklı. Tarif edemesemde böyleydi.
Nedensiz, amaçsız.
Onu sevmekte bir amacım yoktu. Mutlu olmak yada huzurlu; mutlu etmek yada sevinç katmak…
Nedensiz,amaçsız ve sonuçsuzdum.
Sevmek,hala ilk günkü gibi seviyorum, sanırım ki sevmeye de devam edeceğim. Kalbimin yerinden fırlaması gerekirken yerinde sayması, hatta hiç olmamış gibi kırpırtısız durması.
Garip, seni uzaktan dahi gördüğümde bayılacakmışım gibi hissetmem. Sesini duyduğum anda diğer tüm seslerin önemini yitirmesi inanılmaz bir şey. Güneşin doğuşunu izler gibi içimin ürpermesi seni düşündüğümde başıma gelirdi.
Sonsuza kadar sevemezdim. Ne ölümsüzdüm ne sen ölümsüzdün. Bu iki yanlışın bir arada olmayışı, sadece ölümsüz olan buydu.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum