Nedense İçim Dışım Sen Şiiri - İbrahim Ünlü

Nisan olsa akşam
Gece ağustos
Ve çıplak bir serinlik gözlerinin ikindileri

Göğsümde
Kapatsan gözlerini,
Bir bulut gibi uyusak.
Üstümüze örtsek gökyüzünü…
Yılmamacasına kovalasa bizi aşk
Olabildiğince kaçamasak.

Islak hüzünlü
Pahalı caddelerin
Hüzünlü sabahlayışlarından birinde
Sokak lambasının titrek ışığı altında
Seni düşünsem.

Ve her düşünmemde
Biraz daha yaklaşsam
Gözbebeğinin rengine.

Ayak basılmamış düşlerimiz olsa bizim de
Seni yaşayan düşlerim yada.

- bedava nefeslerin karanfil hevengi –

ve içsem yudum yudum sevgini…

Usulcacık öpsem doldun dudağını
Elini avucumda bulsam
Gözlerini dalgın bakışımda

Isıtsak birbirimizin soğuk ellerini
Ve
Bir francalaya dönse içimiz

Sevdanın müziğini dinlesek on yedi yaşımızla

Seninle yürüdüğümüz yollar daha bir uzun olsa
Seninle yaşadığımız zaman daha bir kaplumbağa!

Gözlerindeki kahve parlaklığında
Ve ya
Gözlerinin çıra ışığında ısıtsam sesimi

Eskiden
Kendimi yaslayıp hüznün omzuna
Ay’ı izlerdim
Şimdi ise
Şiiri yaslayıp gözlerindeki anlama
Seni hayal ediyorum
Seni dolaşıyorum damarlarımdaki kanda

Yüreğimin yükü
Daha bir ağır şimdi
Kalbimin sırtı bükük.

Senden önce mutluluğum devrikti
Bir bakışınla soyunuyor bedenim ruhumdan
Gözlerinde uyandığımdan beri.

Unutmadım elbet
Darağaçlarında asılı kalan umutlarımı
Bir encamı dile getiren elvedayı
Kalın dudaklardaki hüznün tadını
Unutmadım
cebimdeki yalnız geceleri
göz alabildiğine hüzün mavisi denizleri
uzakların yolcusu yalnızlığı
gecemi yuhalayan hüznü
ve karanlık bir sokağın öbür ucundaki yüzünü

unutmadım
arkamdan ıslık çalan sessizliği
ve göklerde enlenen hüzün mavisini
karanlık yıldız bombardımanlarını
ilk içtiğim sigaranın sarımtırak lekesini
ve
“kalıtsaldır aşkın izleri” deyişimi
unutmadım elbet.

Senin sayende
Vazgeçtim çıkmaz sokaklara direnmekten
Seninle duymadım,
Hücrelerime dolan yalnızlığın çekici acısını

Gözlerini kapatacağın vakit
Bir karanlık iner yanı başıma
Apansız susar ertelenmiş haykırış
Çöreklenir yüreğimin ülkesine
leş kargaları

lal bir ışık yatar kaküllerinde
işte burası bahsettiğim o özgür ülke
bundan böyle
bir senin ismin yazılır tırnak içine

nedense içim dışım sen
nisan olsa
ağustos olsa…