Nedense-25.02.2005 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Nedense-25.02.2005

Seninle sürünmeyi seviyorum. En şatafatlı bataklıklarda Ve en balçık insan gerçekliklerinde.
İşte belki de burada, bazı başkaları için geçerli olan o sorun; ben seni cidden seviyorum.

O en insafsız, altında boyundurukların Haykırdım sevgimi hep sana; Zincirler vurulmuşken, önemsenmez
Gözüktürürken hava durumları – Dedim bunu, Yine o bazı başkalarını düşünerek- Sürünerek kavuştum sana;
Bu işler başkadır, Kederini bildiğimden ötürü –Bazı bazı, Suskunluğunun (senin) sebebi.

Bünyamin mi çıktı hava durumuna? ? Gülme, kızma, somurtma!

Bak bir sabah daha aydınlandı, Güneş’i çıkartan ve onu içeri sokan ışığı ile penceremden …
Çiçekler yine tomurcuk verdi, apansız; beklerken ben geceyi ne var ki belki ummaz iken …

Umut yine yolcusu bir uzun yolculuğun, otobüslerde; parası çok, derdi yok:
Yine de dedim ona; ‘sen paranı cebine sok.’ Yani kendime… Sonra bir English Breakfast Tea tutuşturdular …
Sabah olmuş, bugünkü gibi sana doğru içmiştim: ‘Şerefe! ’. Hem de her seferinde …
Kağıttan bardağı heyecanla fazladan sıkmışım; buruştu, üzerime biraz döküldü:
Hazırlıklıydım fazladan… belirmekte olan Güneş’e baktım ve bir poşet çıkardım bu
sefer kendi cebimden; olanı biteni görüp suskuncasına, yeniden kaynar su doldurmak için
yaklaşır tavırlı muavini de izlerken.

Ağır aksak gidişler beliriyorken yanı başıma çöreklenmiş ufukta, yer olmamalı bazı anlamsız sorulara …
Sancılar galibi olmamalı bir mücadelenin; hele hele süzdüğü, bir belirsiz yampirinin:
Nerde o, kimdir, ya da nedir ve amacı has nedir; bunlar da ayrı. Plajda koşuşturan dev karıncalar
gibi med cezirde şu anlamsız sorunlar… yığılırlar üstlerimize bazenleri, neden? ne var ki senden
ötürü kaynaklanan da suçu yıkabiliyorsun kolayca üzerime benim; yani ben kendimim:
Çok teşekkürler; bunu anlamama yardımcı oldun ve kendine biraz soluklanmak için bir sandalye buldun.
Meşeden yapılmış o sallanan iskemle meşe ağacından yapıldı ve güneşlenmen gölgesinde
içinse bir meşe ağacı dikildi yanı başına hemen onun: İşte onun palamutları düşmeye başlıyor:
Güneş şemsiyen yanında mı, havalandırma delikleri mutluluğa bir anti tez bırakmalı mı? (!)
Koridor tarafına oturmadım nedense otobüste bu sefer, sebebini biliyor gibiyim.
Düşünsene, Güneş’e baktıkça pencere yanında ve hızla geçen ağaçlara; Einstein’in
İzafiyet Teoremi’ni de anımsıyorum ama esas o ağacı devamlı sallamam
Gerekliliğini –‘nedense’ diyelim bari- biliyorum …

Onu salladıkça süreğen bir kısım yakarışlar can verir gibi feveran ediveriyor mütemadiyen
Ve/ ama o bir şey böylece tekrar huzura erecek biliyorum ve Güneş’e bakmaya
hala devam ediyorum şu bu sabahın som ışıklarının belirdiği odamın sıvayamadıkları bir köşesinden.

07:39 bir deneme

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 25.2.2005 07:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça