Ellerimiz birer kelepçe, mengene onların parmakları birer, fakat dökülüyor birer birer üstümüzdeki tortular.
‘Onlar yalan olmasalar da sebebi nedir bunun? ’ diye sorası geliyor insanın ya da insan olmayan birisinin.
Kaç kere daha gökyüzü geçit verecek ak pak, üzerine gölge düşmemiş dürüstlükler sanıyla sallandırılan tasmalara.
‘Şen ola! ’ diyoruz ‘yer yüzü …’ ‘Şen götürsün bizleri …’ Sayıyoruz bu yüzden duygunun yaşı olmasa da –
bu yüz’lerden ama, şu diğer suratlardan, zoraki verilen maskelerden bıkarak, hem en yakınlarımız tarafından
- sayıyoruz kelepçeler takıp mengeneler ile büktüklerimizi, ‘kaç tane? ’, ‘.. onlardan daha ne kadar ne kadar
kaldı? ’ şeklinde soruları; yanıtsızlar’ın cüssesine miğferimiz ve kalkanımıza güvenerek yönelterek …
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




çok teşekkürlr Nisan:) mumu bulduk kibriti keşfedip yakalım şelale aksın. sevgiyle
Bir mum yakmalı, // evet sevgili Akın bir mum yakmalı...Sevgilerimle..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta