içimde kasırgalar şahlanıyor
zihnim darağacında titriyorum
atıklarım bitimsiz akşamlarda
neden ayaklarım tutuklu
neden koylarım vurgunda
asılmak neye yarar deniz
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Siirin hikayesi, dahada caresiz ve duygusal, hikayesi, yorumunuzla anlam kazanmis.
Hayat bu ta kendisi varsin aci olsun. Kaderde olani engellemek mümkün olmuyor malesef.
Tebrikler güzel dost.
Çok güzel... Kutlarım.
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
...'. Seviyorsam eğer yaşamalıyım. Yaşayamıyorsam alıp başımı gitmeliyim. Mecburiyetler ağına almışsa beni, senle bir ömür düşlerken, o çok istediğin, yıldızlarla doğan güneşi sana veremezken, seni azaad etmeliyim. Çünkü! Sende bir insansın. Ve her insan gibi pek çok şeye muhtaçsın...' Niye iki insan düşlediklerini birbirinde bulup yaşayaz ki..Dilerim geç kalmadan o aradığını bulursun..Yüreğine sağlik.Tabrikler.Teşekkürler
'Dün akşam, söğüç yapmıştım.
Bol acılı ve soğanlı.'
eeevvvvvveeeettttt...
sevgiler...
sevgiler yüreğine........
'Seni seviyorum' demeden başlayan başlayan bir ilişkinin(! ?) hazin 'elvada'sı....
Çok uzun yazmak geliyor içimden ama bu yürek ızdırabının karşısında yazacaklarımızın ne faydası olacak ki...
Gerçekten sevemeyen bir yüreğin 'azat' etmesi mümkün değil...
Şair dostumun affına sığınarak söylemek isterim ki, mektuptaki acıyı, şiirde saklamaya gerek yoktu.... Göz yaşlarının soğan doğramakla alakası olmadığını elbette biliyordur, azat edilmeyi kendine reva gören....
Çok güzeldi...Kutlarım
Kutlarım hoş dizelerinizi... İnsan sorgulamadan edemiyor böyle... saygılar.
' “seni seviyorum” demeden başlamıştı aşkımız. Şimdi ise “elveda” demeden bitiyor….HOŞÇAKAL…'
bitmesin sevginiz...
tebrikler Sayın Azime Gürlek
Şiiriniz harika. Yüreğinize sağlık. Öyküsü ise daha da acı.HOŞÇA KAL denmeyi istemem. Ayrılıkları SEVMEM.Kanuşmanız dileği ile dostça selamlar.Adınızda öğretmenklik yaptığım Eber ve Çavdarlı' ya, Eşim' in öğretmenlik yaptığı Dişli' ye selamlar.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta