'Açç'
diye bağırdı
ilkin,
konuşmayı edimleyen
bir küçük
bebek.
Ses telleri döküldü,
takke zıpladı.
Gelecekte
resimli romanla
sökeceği okumayı
hıı buradan mı belli?
Neyi açacağız.
Karakutuyu mu
Pandoranın kutusu
mu bu?
*
*
Olsun
neden sonumuz
AÇA'lar
Onlar,
kısa şiirlerden
daha ileri safhadaki
masalsı yazılara
ve taa ilerdeki,
henüz maddeleşmemiş
romanlara bile,
en güzel bir
zemin hazırlar;
Hazırlayacak.
Ne alakası var.
Uzun,
upuzun
hikaye destansıları...
*
Geçen zaman
buruk mu geliyor sana,
söyle
Söyle!
Aç ağzını
yum gözünü,
Yun ruhunu ve
de ki,
“Böyle böyle...”
Konuşa konuşa,
insanlar.
Koklaşa koklaşa,
dürtüleri güdüsel
toplumsal hayvanlar;
hadi, o da
olsun kabul
ki zaten
bir yerde de anlamlı
sevişmek
ve ayrıca;
ötesinde
bu bilişselin,
zevkli de
hepten.
SAVAŞMA Seviş
bile değil:
Savaşma, SEVİŞ.
Böyle
kocaman bir nodül
ki
hem kel hem fodul.
Ses telleri hak getire.
Sebil et soluğunu
ki
HAK onu
-zaten-
getire,
ulaştıra.
İRADE! ! !
Pişmaniye yemek için
kadın olmak
veya terketmek
varedilmez.
Spora koşarız
birlikte
-demişliğin.
Sonra oturur yersin
pişmaniyeciğini
güzelce.
Ne alakası varsa,
zaten çöp
gibisin olanca.
Olmadı!
en sevdiğin laf ne idi! !
Bu ses telleri
pişmaniyenin
uzantıları gibiymiş.
Islamayınca kart.
Ne kadar
kanserojen
varsa;
bazıları,
öldürmüyormus...
Kayıt Tarihi : 4.7.2007 02:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)