Off! amma yorulmuşum, sürekli ekran başında çalışmaktan gözlerim şişti, ayrıca hep aynı pozisyonda oturmaktan boynum tutuldu. Akşam iyi bir masaj yaptırmak gerekecek anlaşılan.
Eskiden böyle miydi? Belki daha basitti ama, daha değişik ve canlı idi bankacılık. Müşterilerin yüzlerini görürdük, sesini duyardık, ikramda bulunurduk. Kendisine özgü bir telaşı, gürültüsü vardı banko önünün ve servisin. Elektrik kuyruğundaki “hoop, beyfendi araya girme” türünden münakaşalara bile alışmıştık hepimiz. Hele şubenin en önemli müşterilerinden Sami Bey’in repo dönüşü işlemi için yetkiliye doğru yönelirken, bir hanımefendinin “Beyefendi, elektrik fatura ödemesi için bu kuyruğa gireceksiniz” diye müdahelesi nasıl da problem olmuştu. Göz gözü görmeyecek şekilde sigara dumanı arasında, uzun kuyrukların erimesini bekleyen, havalem geldi mi? , bakiyem ne olmuş? , ne kadar faiz işlendi defterime? , gibi bugün artık hiç de manalı olmayan sorular gerçi hayli meşgul ederdi bizi ama, ne kadar nostaljik bankacılıktı o günler.
Bugün ise hiç telefon sesi duymadım, neredeyse mesai bitecek, tek bir müşteriyle dahi yüzyüze görüşmedim. Şube içi ekranlar arası elektronik mesaj da nerden çıktıysa, personelle bile doğru dürüst görüşemez olduk.
Ak-Internet projesi çok iyi oldu ama, müşteriler de artık şubeye uğramaz oldu. Herkes havale talimatını, virmanını, mesajını, hesap bakiyesini ve ekstresini, çek ve senet bilgilerini, ödemelerini, hemen herşeylerini evindeki veya işyerindeki Internet’e bağlı bilgisayardan Bankamızın data hatlarına ulaşarak hallediyor, gerekirse bankanın izin verdiği çerçevede görüntüleme yapıyor, print alıyor, kısaca kendi bilgisayarını Internet aracılığıyla adeta gelişmiş bir ATM gibi kullanıyor. Şubemiz müdavimlerinden Niyazi Bey bile vadeli hesabının temdit hareketlerini, işleyen faizini, yeni vadesini evindeki bilgisayardan görünce ve PC’sine bağlı printer’ından da kendi cüzdanını kendisi yazdırınca tabii ki şubemize gelmiyor artık. Ak-Internet gerçekten müşterinin ayağını kesti, hap gibi programlar yapıldı, sistemler geliştirildi, yani, Allah aşkına bu mu şimdi bankacılık?
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman