Gökkuşağının altında
hazine bulmak kadar imkansızdı
kurduğum hayallerimin birgün gerekleşebilmesi..
Neden sevecekti ki
çocukçaydı benim hayallerim
Kaf dağının ardındaki
Mavi düşler ülkesinde
mutluluğa kanat çırpan
Zümrüt-ü Anka kuşunun kanatlarında
dünyayı dolaşmak gibi..
Hayallerim, imkansız ve çocukçaydı işte..
Ve sen hayatını
gerçekleşmesi imkansız hayaller peşinde koşarak riske edemezdin
ve ömrünü bir çocuk kalpliyle geçiremezdin.
Sen hep olgun insanlardan hoşlanırdın
oysa ben;
hep çocuk kalpli kaldım
zamanla beraber ilerlerken yaşım..
Neden sevecekti ki beni
dediğim gibi
benim gerçekleşmesi imkansız hayallerim vardı
ve çokça çocukçaydı
seninse planlı hayatın
ve gerekleşmesini istediğin hedeflerin vardı..
Sen kendini
kendinizi beş yıl sonra,
nerede görmek istiyorsunuz..
sorusuna göre hazırlarken.
ben hayatımı akışına bırakmıştım..
Sen hayallere bi haberdin
bense planlanmış hedeflere çok uzak..
Kalması için bir neden yoktu ki
ona hiç bir zaman tozpembe bir hayat vadetmedim.
Geçeceğim tüm yollar dikenliydi
ve gölgesiz..
rahat rahatta soluklanamazdın hani
dikenler battıkça acırdı bi tarafların..
Tozlu topraklıydı geçeceğim tüm yollar
göreceğin tek güzellik bataklık çiçeğiydi
onuda sana koparıp veremezdim ki..
Sen papatyalar ezmişsin ayaklarının altında
Ve hep güller orkideler sunulmuş sana..
Sen zaten göremezdin ki
bataklıklarda açan bir çiçeğin
zerafetini ve asilliğini..
Ve anlamazdın ki..
dört tarafı kir içindeyken
her şeye rağmen temiz kalışını..
Dediğim gibi;
ben ona gitmemesi için tozpembe bir hayat vadetmedim
oda kalmak için bahane arayıp savaşmayı tercih etmedi..
yani
ne ben onu çok sevdim
nede o beni çok sevdi
aslında..
Kayıt Tarihi : 7.11.2013 03:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!